Complexity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Complexity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Complexity

Türkçe anlamı: Karmaşıklık, zorluk, komplekslik

  1. The complexity of the human brain is still not fully understood. (İnsan beyninin karmaşıklığı henüz tam olarak anlaşılamadı.)
  2. The complexity of the task was underestimated. (Görevin karmaşıklığı küçümsendi.)
  3. The complexity of the legal system makes it difficult for ordinary people to understand. (Hukuk sisteminin karmaşıklığı, sıradan insanların anlamasını zorlaştırır.)
  4. The complexity of the software made it challenging to debug. (Yazılımın karmaşıklığı, hata ayıklamayı zorlaştırdı.)
  5. The complexity of the plot in the novel was confusing. (Romanın öyküsündeki karmaşıklık kafa karıştırıcıydı.)
  6. The complexity of the situation required a delicate approach. (Durumun karmaşıklığına nazik bir yaklaşım gerekiyordu.)
  7. The complexity of the math problem was beyond my abilities. (Matematik problemi o kadar karmaşıktı ki, yeteneklerimin ötesindeydi.)
  8. The complexity of the project required a team of experts. (Projenin karmaşıklığı, bir uzman ekibi gerektirdi.)
  9. The complexity of the language made it hard for foreigners to learn. (Dilin karmaşıklığı, yabancıların öğrenmesini zorlaştırdı.)
  10. The complexity of the situation was overwhelming. (Durumun karmaşıklığı eziciydi.)
  11. The complexity of the music piece required a high level of skill. (Müzik eserinin karmaşıklığı yüksek bir seviyede beceri gerektirdi.)
  12. The complexity of the data analysis was time-consuming. (Veri analizinin karmaşıklığı zaman alıcıydı.)
  13. The complexity of the negotiations required a lot of patience. (Müzakerelerin karmaşıklığı çok sabır gerektirdi.)
  14. The complexity of the problem required a creative solution. (Sorunun karmaşıklığı yaratıcı bir çözüm gerektirdi.)
  15. The complexity of the software system made it vulnerable to bugs. (Yazılım sisteminin karmaşıklığı, hatalara açık hale getirdi.)
  16. The complexity of the legal case was daunting. (Hukuk davasının karmaşıklığı yıldırıcıydı.)
  17. The complexity of the design required a lot of planning. (Tasarımın karmaşıklığı çok planlama gerektirdi.)
  18. The complexity of the situation required a careful analysis. (Durumun karmaşıklığı dikkatli bir analiz gerektirdi.)
  19. The complexity of the theory was beyond my understanding. (Teorinin karmaşıklığı, anlama yeteneğimin ötesindeydi.)
  20. The complexity of the issue required a comprehensive solution. (Konunun karmaşıklığı kapsamlı bir çözüm gerektirdi.)

Complicated

Türkçe anlamı: Karmaşık, karışık, zor

  1. The instructions were complicated and hard to follow. (Talimatlar karmaşıktı ve takip etmesi zordu.)
  2. The problem was more complicated than we had anticipated. (Sorun beklediğimizden daha karmaşıktı.)
  3. The process was complicated and required a lot of steps. (Süreç karmaşıktı ve birçok adım gerektiriyordu.)
  4. The situation was complicated by conflicting interests. (Çatışan çıkarlarla durum daha karmaşık hale geldi.)
  5. The task was complicated by the lack of resources. (Kaynakların eksikliği, görevi daha karmaşık hale getirdi.)
  6. The relationship between the two countries was complicated by historical tensions. (İki ülke arasındaki ilişki tarihi gerilimlerle karmaşık hale geldi.)
  7. The system was complicated and difficult to use. (Sistem karmaşıktı ve kullanması zordu.)
  8. The plot of the movie was too complicated for some viewers. (Filmin öyküsü bazı izleyiciler için çok karmaşıktı.)
  9. The algorithm was too complicated for the computer to process. (Algoritma bilgisayarın işleyebileceğinden daha karmaşıktı.)
  10. The recipe was too complicated for me to follow. (Tarif benim takip edemeyeceğim kadar karmaşıktı.)
  11. The situation was complicated by the involvement of multiple parties. (Çoklu tarafların dahil olması durumu daha karmaşık hale getirdi.)
  12. The game had complicated rules that took a while to understand. (Oyunun karmaşık kuralları anlamak için biraz zaman aldı.)
  13. The project was complicated by the lack of communication between team members. (Takım üyeleri arasındaki iletişim eksikliği, projeyi daha karmaşık hale getirdi.)
  14. The experiment was complicated by external factors. (Dış faktörler deneyi daha karmaşık hale getirdi.)
  15. The concept was too complicated for most people to grasp. (Konsept çoğu insan için anlaşılması zor bir karmaşıklığa sahipti.)
  16. The legal process was complicated and required expert advice. (Hukuk süreci karmaşıktı ve uzman tavsiyesi gerektiriyordu.)
  17. The software was complicated to install and required technical assistance. (Yazılımın kurulumu karmaşıktı ve teknik yardım gerektiriyordu.)
  18. The construction project was complicated by the difficult terrain. (Yapım projesi zorlu arazi nedeniyle karmaşıktı.)
  19. The theory was too complicated for me to understand without further study. (Teoriyi daha fazla çalışmadan anlamam zordu.)
  20. The relationship was complicated by unresolved emotional issues. (İlişki çözülememiş duygusal konular nedeniyle karmaşık hale geldi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.