Commingle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Commingle (İngilizce-Türkçe)
Commingle kelimesi, iki veya daha fazla şeyi karıştırmak, birleştirmek veya bir araya getirmek anlamına gelir.
- The flavors in the soup commingle perfectly. (Çorbada ki tatlar mükemmel bir şekilde karışmış.)
- I don’t want to commingle my personal and professional life. (Kişisel ve profesyonel hayatımı birleştirmek istemiyorum.)
- The company commingled its funds with those of its subsidiaries. (Şirket, fonlarını yan kuruluşlarınınkilerle karıştırdı.)
- It’s important not to commingle different chemicals. (Farklı kimyasalları karıştırmamak önemlidir.)
- The artist commingled different styles to create a unique piece. (Sanatçı, farklı stilleri karıştırarak eşsiz bir eser oluşturdu.)
- The restaurant commingles Italian and French cuisine. (Restoran İtalyan ve Fransız mutfağını bir araya getirir.)
- He commingles his personal beliefs with his political views. (Kişisel inançlarını siyasi görüşleriyle birleştiriyor.)
- The organization commingled its resources to tackle the crisis. (Organizasyon, krizi çözmek için kaynaklarını birleştirdi.)
- The two colors commingle nicely in this painting. (Bu resimde iki renk güzel bir şekilde karışıyor.)
- I don’t like to commingle my clean and dirty clothes. (Temiz ve kirli giysilerimi karıştırmayı sevmiyorum.)
- The company was accused of commingling client funds. (Şirket, müşteri fonlarını karıştırmakla suçlandı.)
- The flavors of the cake commingle in your mouth. (Kekin lezzetleri ağzınızda karışır.)
- It’s important to not commingle personal and company finances. (Kişisel ve şirket finanslarını karıştırmamak önemlidir.)
- The artist commingled different textures and materials to create a unique sculpture. (Sanatçı, farklı dokuları ve malzemeleri karıştırarak eşsiz bir heykel yarattı.)
- The architect commingled modern and traditional design elements in the building. (Mimar, binada modern ve geleneksel tasarım unsurlarını bir araya getirdi.)
- The two cultures commingled in this neighborhood, creating a unique community. (İki kültür bu mahallede bir araya geldi ve eşsiz bir topluluk oluşturdu.)
- It’s important not to commingle food and cleaning products. (Gıda ve temizlik ürünlerini karıştırmamak önemlidir.)
- The company commingled its marketing and advertising budgets to save money. (Şirket, para tasarrufu yapmak için pazarlama ve reklam bütçelerini birleştirdi.)
- The flavors in the cocktail commingle to create a delicious drink. (
Kokteyldeki tatlar lezzetli bir içecek oluşturmak için birbirine karışır.)
20. It’s important to not commingle personal and work emails. (Kişisel ve iş e-postalarını karıştırmamak önemlidir.)
Hemen Yorum Yaz