Commingle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Commingle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Commingle (İngilizce-Türkçe)

Commingle kelimesi, iki veya daha fazla şeyi karıştırmak, birleştirmek veya bir araya getirmek anlamına gelir.

  1. The flavors in the soup commingle perfectly. (Çorbada ki tatlar mükemmel bir şekilde karışmış.)
  2. I don’t want to commingle my personal and professional life. (Kişisel ve profesyonel hayatımı birleştirmek istemiyorum.)
  3. The company commingled its funds with those of its subsidiaries. (Şirket, fonlarını yan kuruluşlarınınkilerle karıştırdı.)
  4. It’s important not to commingle different chemicals. (Farklı kimyasalları karıştırmamak önemlidir.)
  5. The artist commingled different styles to create a unique piece. (Sanatçı, farklı stilleri karıştırarak eşsiz bir eser oluşturdu.)
  6. The restaurant commingles Italian and French cuisine. (Restoran İtalyan ve Fransız mutfağını bir araya getirir.)
  7. He commingles his personal beliefs with his political views. (Kişisel inançlarını siyasi görüşleriyle birleştiriyor.)
  8. The organization commingled its resources to tackle the crisis. (Organizasyon, krizi çözmek için kaynaklarını birleştirdi.)
  9. The two colors commingle nicely in this painting. (Bu resimde iki renk güzel bir şekilde karışıyor.)
  10. I don’t like to commingle my clean and dirty clothes. (Temiz ve kirli giysilerimi karıştırmayı sevmiyorum.)
  11. The company was accused of commingling client funds. (Şirket, müşteri fonlarını karıştırmakla suçlandı.)
  12. The flavors of the cake commingle in your mouth. (Kekin lezzetleri ağzınızda karışır.)
  13. It’s important to not commingle personal and company finances. (Kişisel ve şirket finanslarını karıştırmamak önemlidir.)
  14. The artist commingled different textures and materials to create a unique sculpture. (Sanatçı, farklı dokuları ve malzemeleri karıştırarak eşsiz bir heykel yarattı.)
  15. The architect commingled modern and traditional design elements in the building. (Mimar, binada modern ve geleneksel tasarım unsurlarını bir araya getirdi.)
  16. The two cultures commingled in this neighborhood, creating a unique community. (İki kültür bu mahallede bir araya geldi ve eşsiz bir topluluk oluşturdu.)
  17. It’s important not to commingle food and cleaning products. (Gıda ve temizlik ürünlerini karıştırmamak önemlidir.)
  18. The company commingled its marketing and advertising budgets to save money. (Şirket, para tasarrufu yapmak için pazarlama ve reklam bütçelerini birleştirdi.)
  19. The flavors in the cocktail commingle to create a delicious drink. (

Kokteyldeki tatlar lezzetli bir içecek oluşturmak için birbirine karışır.)
20. It’s important to not commingle personal and work emails. (Kişisel ve iş e-postalarını karıştırmamak önemlidir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.