Colossal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Colossal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Colossal

İngilizce anlamı: extremely large; gigantic

Colossal kelimesi “çok büyük” veya “devasa” anlamına gelir. Aşağıda, bu kelimeyi içeren 20 örnek cümle verilmiştir:

1. The new skyscraper in the city is a colossal building. (Şehirdeki yeni gökdelen devasa bir yapıdır.)
2. The ship was a colossal vessel, capable of carrying thousands of passengers. (Gemi, binlerce yolcu taşıyabilen devasa bir araçtı.)
3. The colossal statue of the king towered over the city. (Kralın devasa heykeli şehrin üzerinde yükseliyordu.)
4. The company suffered a colossal loss last quarter. (Şirket geçen çeyrekte devasa bir zarar yaşadı.)
5. The hurricane caused colossal damage to the coastal town. (Kasırga kıyı kasabasında devasa hasara neden oldu.)
6. The concert was a colossal success, with thousands of fans attending. (Konser, binlerce hayranın katıldığı devasa bir başarıydı.)
7. The dinosaur was a colossal creature, towering over the trees. (Dinozor, ağaçların üzerinde yükselen devasa bir yaratıktı.)
8. The athlete lifted a colossal weight in the weightlifting competition. (Sporcu halter yarışmasında devasa bir ağırlık kaldırdı.)
9. The bridge is a colossal engineering feat. (Köprü, devasa bir mühendislik başarısıdır.)
10. The diamond ring was sold for a colossal sum of money. (Elmas yüzük devasa bir para karşılığında satıldı.)
11. The football stadium is a colossal structure that can hold over 100,000 fans. (Futbol stadyumu 100.000’den fazla hayranı barındırabilen devasa bir yapıdır.)
12. The military had a colossal advantage over their enemy. (Askeri, düşmanlarına karşı devasa bir avantajı vardı.)
13. The singer has a colossal voice that fills the room. (Şarkıcının odanın içini dolduran devasa bir sesi var.)
14. The dinosaur exhibit at the museum was a colossal attraction for visitors. (Müzede yer alan dinozor sergisi ziyaretçiler için devasa bir cazibeydi.)
15. The movie production required a colossal budget. (Film yapımı devasa bir bütçe gerektirdi.)
16. The athlete’s jump was a colossal feat of strength and agility. (Sporcunun sıçraması, güç ve çeviklik bakımından devasa bir başarıydı.)
17. The castle was a colossal structure, with towering walls and turrets. (Kale, yükselen duvarları ve kuleleri olan devasa bir yapıydı.)
18. The oil spill caused a colossal environmental disaster. (Petrol sızıntısı devasa bir çevre felaketiye neden oldu.)
19. The writer’s work had a colossal impact on literature. (Yazarın çalışması, edebiyat üzerinde devasa bir etkiye sahipti.)
20. The fireworks display was a colossal spectacle

21. The multinational company has a colossal market share in the industry. (Çok uluslu şirket, sektörde devasa bir pazar payına sahip.)
22. The glacier was a colossal natural wonder, with its massive size and beauty. (Buzul, muazzam boyutları ve güzelliğiyle devasa bir doğal harikaydı.)
23. The concert hall has a colossal capacity, capable of hosting thousands of people. (Konser salonu, binlerce kişiyi ağırlayabilen devasa bir kapasiteye sahiptir.)
24. The athlete’s performance was a colossal achievement, breaking several world records. (Sporcu, birkaç dünya rekorunu kırarak devasa bir başarı elde etti.)
25. The construction project requires a colossal amount of resources and manpower. (İnşaat projesi, devasa bir kaynak ve iş gücü gerektiriyor.)
26. The car company unveiled their new model, featuring a colossal engine with high performance. (Araç şirketi, yüksek performanslı devasa bir motora sahip yeni modelini tanıttı.)
27. The storm caused a colossal flood, devastating the entire city. (Fırtına, tüm şehri yıkıp geçen devasa bir sel baskınına neden oldu.)
28. The dinosaur bones discovered by the archaeologists were of colossal size, indicating a huge species. (Arkeologlar tarafından keşfedilen dinozor kemikleri devasa boyuttaydı ve büyük bir türü işaret ediyordu.)
29. The art exhibition was a colossal display of creativity and talent, showcasing works from around the world. (Sanat sergisi, dünya çapındaki eserleri sergileyen yaratıcılık ve yeteneklerin devasa bir gösterisiydi.)
30. The athlete’s injury was a colossal setback to his career, forcing him to retire early. (Sporcunun yaralanması, kariyeri için devasa bir geri adım atması ve erken emekli olmasına neden oldu.)