Coldly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Coldly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Coldly İle İlgili Cümleler

Meaning: Coldly means in a detached, unemotional or unfeeling manner.

  1. She looked at him coldly, unable to hide her disappointment. (O, hayal kırıklığını gizleyemediği için ona soğuk bir şekilde baktı.)
  2. I asked for her opinion, but she replied coldly that she didn’t care. (Onun fikrini sordum, ama o umursamadığını soğuk bir şekilde yanıtladı.)
  3. The teacher spoke coldly to the student who was caught cheating on the exam. (Sınavda kopya çeken öğrenciye soğuk bir şekilde konuştu.)
  4. He received the bad news coldly, without showing any emotion. (O, hiçbir duygu göstermeden kötü haberi aldı.)
  5. The defendant stared coldly at the jury during the trial. (Sanık duruşmada jüriye soğuk bir şekilde baktı.)
  6. He greeted his ex-girlfriend coldly, still hurt by their breakup. (Eski kız arkadaşını soğuk bir şekilde selamladı, hala ayrılıklarından dolayı incinmişti.)
  7. The customer complained about the service, but the employee responded coldly without apologizing. (Müşteri hizmetten şikayet etti, ama çalışan özür dilemeden soğuk bir şekilde cevap verdi.)
  8. The soldier followed his orders coldly, without questioning them. (Asker emirleri soğukkanlı bir şekilde takip etti, sorgulamadan.)
  9. The politician answered the reporter’s questions coldly, avoiding giving any direct answers. (Politikacı gazetecinin sorularına soğuk bir şekilde cevap verdi, doğrudan cevap vermeyi kaçındı.)
  10. The manager fired the employee coldly, showing no remorse. (Yönetici çalışanı soğuk bir şekilde işten çıkardı, hiç pişmanlık göstermedi.)
  11. The child spoke coldly to his parents, upset about not getting what he wanted. (Çocuk istediğini alamadığı için ebeveynleriyle soğuk bir şekilde konuştu.)
  12. The detective questioned the suspect coldly, trying to catch him in a lie. (Polis şüpheliyi soğuk bir şekilde sorguladı, yalan yakalamaya çalışarak.)
  13. The athlete accepted his defeat coldly, knowing he gave it his all. (Sporcu verdiği her şeyi bilerek yenilgisini soğukkanlı bir

    şekilde kabul etti.)

  14. She received the criticism coldly, not wanting to show any weakness. (Eleştiriyi soğukkanlı bir şekilde kabul etti, zayıflık göstermek istemeyerek.)
  15. The actress played the role coldly, portraying a character who had shut off her emotions. (Oyuncu rolünü soğuk bir şekilde oynadı, duygularını kapatan bir karakteri canlandırarak.)
  16. The boss delivered the bad news coldly, not wanting to appear sympathetic. (Patron kötü haberi soğuk bir şekilde iletti, sempatik görünmek istemeyerek.)
  17. The student answered the question coldly, not really knowing the answer. (Öğrenci soruya soğuk bir şekilde cevap verdi, gerçekten cevabı bilmiyordu.)
  18. The customer service representative spoke coldly, clearly not interested in helping. (Müşteri hizmetleri temsilcisi soğuk bir şekilde konuştu, açıkça yardım etmek istemiyor gibiydi.)
  19. He dealt with the difficult situation coldly, trying to think logically. (Zor durumla soğukkanlı bir şekilde başa çıktı, mantıklı düşünmeye çalışarak.)
  20. The cat stared coldly at the bird, waiting for the right moment to pounce. (Kedi kuşa soğuk bir şekilde baktı, atlamak için doğru anı bekliyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.