Cocky İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cocky İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cocky İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cocky, Türkçe’de “kendini beğenmiş” anlamına gelen bir sıfattır. Aşağıda cocky kelimesinin İngilizce cümlelerde nasıl kullanılabileceğine dair 20 örnek bulabilirsiniz:

  1. He’s always so cocky, it’s really annoying. (O her zaman çok kendini beğenmiş, gerçekten sinir bozucu.)
  2. She strutted into the room, cocky and confident. (Odaya süzüldü, kendinden emin ve kendini beğenmiş.)
  3. The athlete’s cocky attitude turned off a lot of fans. (Sporcu’nun kendini beğenmiş tavrı birçok hayranı soğuttu.)
  4. Don’t be so cocky, you haven’t won yet. (Kendini beğenme, henüz kazanmadın.)
  5. His cocky smile made her roll her eyes. (Kendini beğenmiş gülüşü onu gözlerini devirmeye yöneltti.)
  6. The cocky salesman thought he could sell anything. (Kendini beğenmiş satıcı her şeyi satabileceğini düşündü.)
  7. His cocky attitude got him into trouble. (Kendini beğenmiş tavrı onu baş belasına soktu.)
  8. She was too cocky to ask for help. (Yardım istemek için çok kendine güveniyordu.)
  9. His cocky behavior made him enemies. (Kendini beğenmiş davranışları ona düşmanlar kazandırdı.)
  10. Don’t get too cocky, things can change quickly. (Çok kendine güvenme, şeyler hızlıca değişebilir.)
  11. His cocky remarks were met with silence. (Kendini beğenmiş yorumları sessizlikle karşılandı.)
  12. She was cocky about her ability to finish the project quickly. (Projeyi hızlıca bitirme yeteneği konusunda kendine güveniyordu.)
  13. His cocky attitude was a cover for his insecurities. (Kendini beğenmiş tavrı, güvensizliklerinin bir örtüsüydü.)
  14. He was so cocky, he didn’t even prepare for the exam. (Çok kendine güveniyordu, sınava bile hazırlanmadı.)
  15. Her cocky behavior made her unpopular. (Kendini beğenmiş davranışları onu sevilmeyen biri yaptı.)
  16. The cocky student thought he knew everything. (Kendini beğenmiş öğrenci her şeyi bildiğini düşündü.)
  17. His cocky attitude cost him the job. (Kendini beğenmiş tavrı işini kaybetmesine neden oldu.)
  18. She was too cocky to admit she was wrong. (Yanlış olduğunu kabul etmek için çok kendine güveniyordu.)
  19. The cocky actor thought he was

the best in the business. (Kendini beğenmiş oyuncu işin en iyisi olduğunu düşündü.)
20. His cocky behavior towards his colleagues made the work environment uncomfortable. (Meslektaşlarına karşı kendini beğenmiş davranışları iş ortamını rahatsız edici hale getirdi.)

  1. O her zaman çok kendini beğenmiş, gerçekten sinir bozucu.
  2. Odaya süzüldü, kendinden emin ve kendini beğenmiş.
  3. Sporcu’nun kendini beğenmiş tavrı birçok hayranı soğuttu.
  4. Kendini beğenme, henüz kazanmadın.
  5. Kendini beğenmiş gülüşü onu gözlerini devirmeye yöneltti.
  6. Kendini beğenmiş satıcı her şeyi satabileceğini düşündü.
  7. Kendini beğenmiş tavrı onu baş belasına soktu.
  8. Yardım istemek için çok kendine güveniyordu.
  9. Kendini beğenmiş davranışları ona düşmanlar kazandırdı.
  10. Çok kendine güvenme, şeyler hızlıca değişebilir.
  11. Kendini beğenmiş yorumları sessizlikle karşılandı.
  12. Projeyi hızlıca bitirme yeteneği konusunda kendine güveniyordu.
  13. Kendini beğenmiş tavrı, güvensizliklerinin bir örtüsüydü.
  14. Çok kendine güveniyordu, sınava bile hazırlanmadı.
  15. Kendini beğenmiş davranışları onu sevilmeyen biri yaptı.
  16. Kendini beğenmiş öğrenci her şeyi bildiğini düşündü.
  17. Kendini beğenmiş tavrı işini kaybetmesine neden oldu.
  18. Yanlış olduğunu kabul etmek için çok kendine güveniyordu.
  19. Kendini beğenmiş oyuncu işin en iyisi olduğunu düşündü.
  20. Meslektaşlarına karşı kendini beğenmiş davranışları iş ortamını rahatsız edici hale getirdi.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.