Coax İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Coax İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Coax kelimesinin Türkçe anlamı:

Coax kelimesi, ikna etmek veya yatıştırmak için özellikle nazikçe konuşma veya davranışlar kullanmak anlamına gelir.

Örnek cümleler:

1. I had to coax my little brother into eating his vegetables. (Küçük kardeşimi sebzelerini yemesi için ikna etmek zorunda kaldım.)
2. The teacher tried to coax the shy student out of his shell. (Öğretmen, utangaç öğrenciyi kabuğundan çıkarmak için çaba sarf etti.)
3. The mother coaxed her crying child to sleep. (Anne, ağlayan çocuğunu uyutmak için ikna etti.)
4. The manager coaxed the unhappy customer to give the restaurant another chance. (Müdür, mutsuz müşteriyi restorana bir şans daha vermesi için ikna etti.)
5. The trainer coaxed the injured player to keep going despite the pain. (Antrenör, acıya rağmen yaralı oyuncuyu devam etmesi için ikna etti.)
6. She coaxed the secret out of him with gentle questioning. (Nazik sorularla ondan sırrı çıkardı.)
7. He coaxed the old car into starting by tapping the gas pedal. (Gaz pedalına hafifçe dokunarak eski arabayı çalıştırdı.)
8. The mother tried to coax her baby to take a nap. (Anne, bebeğini uyumaya ikna etmeye çalıştı.)
9. The detective coaxed the suspect into confessing. (Dedektif, şüpheliyi itiraf etmeye ikna etti.)
10. The coach coaxed the team to work harder during practice. (Antrenör, antrenmanda daha sıkı çalışmaları için takımı ikna etti.)
11. The singer coaxed the audience into singing along with her. (Şarkıcı, seyircileri onunla birlikte şarkı söylemeye ikna etti.)
12. The photographer coaxed a smile out of the shy model. (Fotoğrafçı, utangaç modelden bir gülümseme çıkarmayı başardı.)
13. The chef coaxed the flavors out of the ingredients to create a delicious dish. (Şef, lezzetleri ortaya çıkarmak için malzemelerden faydalandı ve lezzetli bir yemek yarattı.)
14. The salesman coaxed the customer into buying the more expensive product. (Satıcı, müşteriyi daha pahalı ürünü almaya ikna etti.)
15. The dog walker coaxed the frightened dog out from under the bed. (Köpek gezdirici, korkmuş köpeği yatağın altından çıkarmaya ikna etti.)
16. The teacher coaxed the students into participating in the class discussion. (Öğretmen, öğrencileri sınıf tartışmasına katılmaya ikna etti.)
17. The father coaxed his son into trying a new activity. (Baba, oğlunu yeni bir etkinliği denemeye ik

na etti.)
18. The therapist coaxed the patient to open up about their feelings. (Terapist, hastayı hissettikleri hakkında konuşmaya ikna etti.)

  1. The coach coaxed the team to stay focused during the game. (Antrenör, takımı oyun sırasında odaklanmaya ikna etti.)
  2. The parent coaxed their child to try a new food by making it seem fun and exciting. (Ebeveyn, yeni bir yiyecek denemeye ikna etmek için onu eğlenceli ve heyecanlı bir şey gibi gösterdi.)

Türkçe karşılıklar:

– ikna etmek
– kabuğundan çıkarmak
– uyutmak
– bir şans daha vermesi için ikna etmek
– acıya rağmen devam etmesi için ikna etmek
– sırrı çıkarmak
– arabayı çalıştırmak
– uyumaya ikna etmek
– itiraf etmeye ikna etmek
– daha sıkı çalışmaları için ikna etmek
– şarkı söylemeye ikna etmek
– bir gülümseme çıkarmak
– lezzetleri ortaya çıkarmak
– daha pahalı ürünü almaya ikna etmek
– korkmuş köpeği çıkarmaya ikna etmek
– sınıf tartışmasına katılmaya ikna etmek
– yeni bir etkinliği denemeye ikna etmek
– hissettikleri hakkında konuşmaya ikna etmek
– oyun sırasında odaklanmaya ikna etmek
– yeni bir yiyecek denemeye ikna etmek

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.