Closeness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Closeness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Closeness

Closeness, yakınlık, samimiyet veya yakın ilişki anlamlarına gelir. Bir kişinin veya şeyin diğerine ne kadar yakın veya yakın olduğunu ifade eder.

Örnek cümleler:

1. My best friend and I have a great closeness. (En iyi arkadaşım ve ben büyük bir yakınlığa sahibiz.)
2. The closeness between the couple was obvious to everyone. (Çift arasındaki yakınlık herkese açıktı.)
3. The closeness of the relationship between mother and daughter was undeniable. (Anne ve kız arasındaki ilişkinin yakınlığı inkar edilemezdi.)
4. The closeness of the siblings was apparent in their conversations. (Kardeşlerin yakınlığı, konuşmalarında belirgindi.)
5. The closeness of the town to the beach made it an attractive vacation spot. (Kentin plaja olan yakınlığı, onu çekici bir tatil yeri haline getirdi.)
6. The closeness of the deadline made everyone nervous. (Sürenin yaklaşması herkesi endişelendirdi.)
7. The closeness of the race made it a thrilling event to watch. (Yarışın yakınlığı, izlemesi heyecan verici bir etkinlik haline getirdi.)
8. The closeness of the two buildings made it difficult to distinguish between them. (İki binanın yakınlığı, onları ayırt etmeyi zorlaştırdı.)
9. The closeness of the relationship between the two countries was beneficial for both. (İki ülke arasındaki yakınlık, her ikisi için de faydalıydı.)
10. The closeness of the family was evident in how they supported each other during difficult times. (Ailenin yakınlığı, zor zamanlarda birbirlerine destek olmalarında belirgindi.)
11. The closeness of the two teams made for a competitive game. (İki takımın yakınlığı, rekabetçi bir oyun için uygun oldu.)
12. The closeness of the bookstore to the university made it a convenient spot for students to buy their textbooks. (Kütüphanenin üniversiteye olan yakınlığı, öğrencilerin ders kitaplarını almak için uygun bir yer haline getirdi.)
13. The closeness of the friends was evident in how they finished each other’s sentences. (Arkadaşların yakınlığı, birbirlerinin cümlelerini tamamlamalarında belirgindi.)
14. The closeness of the relationship between the coach and the players was essential for the team’s success. (Antrenör ve oyuncular arasındaki yakınlık, takımın başarısı için önemliydi.)
15. The closeness of the park to the downtown area made it a popular spot for picnics. (Parkın şehir merkezine olan yakınlığı, piknik yapmak için popüler bir yer haline getirdi.)
16. The closeness of the friends made it easy for them to share their deepest secrets. (Arkadaşların yakınlığı, en derin sırlarını paylaşmalarını

kolaylaştırdı.)
17. The closeness of the choir members was evident in how beautifully they sang together. (Koro üyelerinin yakınlığı, birlikte güzel şarkı söylemelerinde belirgindi.)

18. The closeness of the relationship between the doctor and the patient was essential for the patient’s well-being. (Doktor ve hastası arasındaki yakınlık, hastanın iyi olması için önemliydi.)
19. The closeness of the friends was evident in how they were always there for each other. (Arkadaşların yakınlığı, her zaman birbirlerinin yanında olduklarında belirgindi.)
20. The closeness of the siblings was evident in how they hugged each other tightly after being apart for so long. (Kardeşlerin yakınlığı, uzun süre ayrı kaldıktan sonra birbirlerine sıkıca sarılmalarında belirgindi.)