Close-Up İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Close-Up İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Close-Up

Close-up kelimesi, bir nesnenin çok yakından fotoğrafını çekmek ya da bir sahnede aktörlere yüzlerinin net bir şekilde gösterilmesi gibi anlamlara gelir.

  1. She took a close-up photo of the flower. (O, çiçeğin yakın bir fotoğrafını çekti.)
  2. The close-up shot showed the actor’s emotions clearly. (Naha çekim sahne, oyuncunun duygularını net bir şekilde gösterdi.)
  3. The director wanted a close-up of the actress’s face. (Yönetmen, aktrisin yüzüne yakın bir çekim istedi.)
  4. The close-up revealed the intricate details of the artwork. (Yakın çekim, eserin karmaşık detaylarını ortaya çıkardı.)
  5. The close-up of the car’s engine showed the mechanic where the problem was. (Arabanın motorunun yakın çekimi, mekanikerin sorunun nerede olduğunu gösterdi.)
  6. The close-up of the athlete’s muscles showed how much hard work he had put in. (Sporcu kaslarının yakın çekimi, ne kadar sıkı çalıştığını gösterdi.)
  7. The close-up of the food made it look more appetizing. (Yakın çekim, yemeğin daha çekici görünmesini sağladı.)
  8. The close-up of the baby’s face captured her innocence perfectly. (Bebek yüzünün yakın çekimi, masumiyetini mükemmel bir şekilde yakaladı.)
  9. The close-up of the jewelry showcased its intricate design. (Mücevherin yakın çekimi, karmaşık tasarımını sergiledi.)
  10. The close-up of the painting revealed the brushstrokes. (Tablonun yakın çekimi, fırça darbelerini ortaya çıkardı.)
  11. The close-up of the singer’s mouth showed her perfect pronunciation. (Şarkıcının ağzının yakın çekimi, mükemmel telaffuzunu gösterdi.)
  12. The close-up of the insect’s eyes showed their intricate patterns. (Böceğin gözlerinin yakın çekimi, karmaşık desenlerini gösterdi.)
  13. The close-up of the statue’s face revealed its expression. (Heykelin yüzünün yakın çekimi, ifadesini ortaya çıkardı.)
  14. The close-up of the book’s cover showed its intricate design. (Kitabın kapağının yakın çekimi, karmaşık tasarımını gösterdi.)
  15. The close-up of the clock’s gears showed how they worked. (Saat dişlilerinin yakın çekimi, nasıl çalıştıklarını gösterdi.)
  16. The close-up of the actor’s eyes revealed his emotions. (Oyuncunun gözlerinin yakın çekimi, duygularını ortaya çıkardı.)
  17. The close-up of the plant’s leaves showed their texture. (Bitkinin yapraklarının yakın çekimi, dokularını gösterdi.)
  18. The close-up of the microscope slide revealed the bacteria. (Mikroskop slaydının yakın çekimi,

bakterileri ortaya çıkardı.)
19. The close-up of the basketball player’s hands showed his ball-handling skills. (Basketbol oyuncusunun ellerinin yakın çekimi, top kontrol becerilerini gösterdi.)

  1. The close-up of the actor’s lips showed his perfect enunciation. (Oyuncunun dudaklarının yakın çekimi, mükemmel telaffuzunu gösterdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.