Clique İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Clique İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

CLIQUE

Türkçe Anlamı: Yakın arkadaşlar ya da benzer ilgi alanlarına sahip bir grup insanın oluşturduğu sıkı bir sosyal çevre.

Örnek Cümleler:

1. My high school days were so much fun thanks to my clique. (Lise günlerim, çevremdeki yakın arkadaşlarım sayesinde çok eğlenceliydi.)
2. The clique of artists that gathered in the cafe were discussing their latest projects. (Kafede toplanan sanatçı çevresi, son projelerini tartışıyordu.)
3. She’s trying to fit in with the popular clique at school. (Okuldaki popüler çevreyle uyum sağlamaya çalışıyor.)
4. The politicians formed a powerful clique and managed to take control of the government. (Politikacılar güçlü bir grup oluşturdular ve hükümeti ele geçirmeyi başardılar.)
5. Being part of a clique can be great for networking and career advancement. (Bir çevrenin parçası olmak, ağ oluşturma ve kariyer ilerlemesi için harika olabilir.)
6. The members of the clique were all dressed in the latest designer clothes. (Çevrenin üyeleri, hepsi en son moda tasarımları giyinmişti.)
7. She’s always been on the outside of the popular clique, but she’s fine with it. (O, popüler çevrenin dışında kalmıştı ama bundan rahatsız değil.)
8. The clique of science fiction fans were eagerly awaiting the release of the new Star Wars movie. (Bilim kurgu hayranlarından oluşan çevre, yeni Star Wars filminin çıkışını sabırsızlıkla bekliyordu.)
9. They were known as the “cool clique” at school, but they were really just a bunch of insecure teenagers. (Okulda “havalı çevre” olarak tanınıyorlardı ama aslında sadece güvensiz gençler topluluğuydular.)
10. The clique of business executives often met at the country club to discuss deals. (İşletme yöneticilerinden oluşan çevre, anlaşmaları tartışmak için sık sık country kulüpte buluşurdu.)
11. She was excluded from the clique of moms at the playground because she was a working mom. (O, çalışan bir anne olduğu için, oyun parkındaki anne çevresinin dışında kalmıştı.)
12. The clique of punk rockers were known for their rebellious attitudes and wild style. (Punk rockçılardan oluşan çevre, isyankar tavırları ve vahşi tarzlarıyla tanınırdı.)
13. The clique of tech entrepreneurs were constantly brainstorming new ideas for startups. (Teknoloji girişimcilerinden oluşan çevre, sürekli yeni iş fikirleri için beyin fırtınası yapıyordu.)
14. She was invited to join the clique of fashion bloggers after her post went viral. (Paylaşımı viral olan bir yazısının ardından moda bloggerları ç

evresine katılmak için davet edildi.)
15. The clique of nature enthusiasts spent every weekend hiking and exploring the great outdoors. (Doğa tutkunlarından oluşan çevre, her hafta sonu yürüyüş yaparak ve doğayı keşfederek zaman geçirirdi.)

16. The clique of foodies were always trying out new restaurants and sharing their favorite recipes. (Yemek tutkunlarından oluşan çevre, her zaman yeni restoranlar deneyerek ve favori tariflerini paylaşarak vakit geçirirdi.)
17. He joined the clique of avid gamers and spent hours playing online with his new friends. (O, tutkulu oyuncuların çevresine katıldı ve yeni arkadaşlarıyla online oyun oynayarak saatlerini geçirdi.)
18. The clique of animal rights activists were protesting outside of the fur store. (Hayvan hakları aktivistlerinden oluşan çevre, kürkçü mağazasının önünde protesto yapıyordu.)
19. She was happy to have found her clique of book club members who shared her love of reading. (O, okuma tutkusunu paylaşan kitap kulübü üyelerinin çevresini bulduğu için mutluydu.)
20. The clique of world travelers shared stories and tips from their adventures around the globe. (Dünya gezginlerinden oluşan çevre, dünya çapında maceralarından hikayeler ve ipuçları paylaşıyordu.)