Climate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Climate
Climate, “iklim” anlamına gelir. Bir bölgenin uzun süreli hava durumu koşullarının ortalamasıdır.
- Climate change is a serious problem that needs to be addressed immediately. (İklim değişikliği, hemen ele alınması gereken ciddi bir sorundur.)
- The climate in this area is perfect for growing grapes. (Bu bölgedeki iklim üzüm yetiştirmek için mükemmel.)
- Scientists predict that if we don’t take action soon, the climate will continue to warm up. (Bilim adamları, yakın zamanda bir eylem almazsak, iklimin ısınmaya devam edeceğini öngörüyorlar.)
- The climate in this city is very humid during the summer months. (Bu şehirde yaz aylarında iklim çok nemli.)
- Many people are concerned about how climate change will affect their lives in the future. (Birçok insan, iklim değişikliğinin gelecekte hayatlarını nasıl etkileyeceği konusunda endişeli.)
- The climate in this region is very dry, making it difficult for crops to grow. (Bu bölgedeki iklim çok kuru olduğundan, tarım yapmak zorlaşıyor.)
- The government is taking steps to reduce carbon emissions in order to mitigate the effects of climate change. (Hükümet, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için karbon emisyonlarını azaltmak için adımlar atıyor.)
- The climate in this area is unpredictable and can change rapidly. (Bu bölgedeki iklim tahmin edilemez ve hızlı bir şekilde değişebilir.)
- The effects of climate change are already being felt in many parts of the world. (Dünya’nın birçok yerinde iklim değişikliğinin etkileri hissediliyor.)
- The climate in this area is mild and comfortable throughout the year. (Bu bölgedeki iklim yıl boyunca ılıman ve rahat.)
- There are many factors that contribute to changes in the climate, including human activity. (İnsan faaliyetleri de dahil olmak üzere,
- The effects of climate change are visible in the melting of polar ice caps. (Kutup buzullarının erimesinde iklim değişikliğinin etkileri görülebiliyor.)
- The climate of this area is characterized by long, hot summers and mild winters. (Bu bölgenin iklimi uzun, sıcak yazları ve ılıman kışlarıyla karakterize ediliyor.)
- Many animals are struggling to adapt to the changing climate conditions. (Birçok hayvan, değişen iklim koşullarına uyum sağlamakta zorlanıyor.)
- The climate in this part of the country is very different from that in the north. (Bu ülkenin bu bölgesindeki iklim, kuzeydeki iklimden çok farklı.)
- Rising sea levels are one of the most significant impacts of climate change. (Yükselen deniz seviyeleri, iklim değişikliğinin en önemli etkilerinden biridir.)
- The climate in this region is ideal for growing citrus fruits. (Bu bölgedeki iklim narenciye üretimi için ideal.)
- We need to take action to reduce our carbon footprint and mitigate the effects of climate change. (Karbon ayak izimizi azaltmak ve iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için harekete geçmeliyiz.)
- The climate in this area is very harsh, with extreme temperatures and little rainfall. (Bu bölgedeki iklim aşırı sıcaklıklar ve az yağış ile çok sert.)
- The climate crisis requires urgent action to reduce greenhouse gas emissions and transition to renewable energy sources. ( İklim krizi, sera gazı emisyonlarını azaltmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yapmak için acil harekete ihtiyaç duyuyor.)
Hemen Yorum Yaz