Clack İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Clack İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Clack Nedir?

Clack, bir ses veya hareketin ani ve yüksek bir şekilde duyulması veya görülmesidir.

Örnek Cümleler:

1. The clack of high heels echoed in the hallway. (Yüksek topukların tıkırtısı koridorda yankılandı.)
2. The clack of the typewriter filled the small room. (Daktilonun tıkırtısı küçük odada doldu.)
3. He could hear the clack of billiard balls coming from the bar. (Bariyerden gelen bilardo toplarının tıklamasını duyabiliyordu.)
4. The clack of the train wheels on the tracks was soothing to him. (Tren tekerleklerinin raylardaki tıklaması ona huzur veriyordu.)
5. The clack of the gates closing signaled the end of the day. (Kapıların kapanmasının tıkırtısı, günün sonunun geldiğinin işaretini verdi.)
6. The clack of the hammers was heard throughout the construction site. (Çekiçlerin tıklaması, inşaat alanının her yerinde duyuldu.)
7. The clack of the shutter startled the birds in the garden. (Panjurların tıklaması bahçedeki kuşları korkuttu.)
8. The clack of the heels on the stage added to the drama of the performance. (Sahnedeki topukların tıklaması, performansın dramatizmini arttırdı.)
9. The clack of the castanets set the rhythm for the dance. (Kastanyetlerin tıklaması, dansın ritmini belirledi.)
10. The clack of the door closing woke her up from her nap. (Kapının kapanmasının tıklaması, şekerleme yaparken onu uyandırdı.)
11. The clack of the handcuffs being locked on his wrists made him feel like a criminal. (Kelepçelerin bileklerine kilitlenmesinin tıklaması, onu bir suçlu gibi hissettirdi.)
12. The clack of the fan was the only sound in the quiet room. (Vantilatörün tıklaması sessiz odadaki tek ses oldu.)
13. The clack of the coins in the vending machine signaled that the snack was ready. (Otomattaki paraların tıklaması, atıştırmanın hazır olduğunu gösterdi.)
14. The clack of the whip made the horse run faster. (Kırbaçın tıklaması, atın daha hızlı koşmasını sağladı.)
15. The clack of the dice announced the winner of the game. (Zarların tıklaması, oyunun kazananını duyurdu.)
16. The clack of the door handle turning made her heart race. (Kapı kolu dönünce tıklaması, kalbini hızlandırdı.)
17. The clack of the crocodile’s jaws scared the tourists. (Timsahın çenesinin tıklaması turistleri korkuttu.)
18. The clack of the helicopter blades was deafening. (Helikopter pervanelerinin tıklaması

, sağır ediciydi.)
19. The clack of the keys on the piano filled the concert hall with music. (Piyano tuşlarının tıklaması, konser salonunu müzikle doldurdu.)

20. The clack of the scissors cutting through the fabric was satisfying. (Kumaşın kesilmesinin tıklaması tatmin ediciydi.)

(Toplam 20 örnek cümle yazılmıştır.)