Cheap İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cheap İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cheap İle İlgili Cümleler

Anlam: Ucuz, düşük fiyatlı.

Örnek Cümleler:

1. The hotel room was really cheap, but it wasn’t very clean. (Otel odası gerçekten ucuzdu ama çok temiz değildi.)
2. I found a really cheap flight to Paris next month. (Gelecek ay için gerçekten ucuz bir Paris uçuşu buldum.)
3. I’m always looking for a good cheap meal when I’m traveling. (Seyahat ederken her zaman iyi ve ucuz bir yemek arıyorum.)
4. Buying things online can be a great way to find cheap deals. (İnternet üzerinden alışveriş yapmak, ucuz fırsatları bulmanın harika bir yolu olabilir.)
5. The restaurant is cheap and cheerful, with great food and a fun atmosphere. (Restoran ucuz ve neşeli, harika yemekleri ve eğlenceli bir atmosferi var.)
6. I bought a cheap camera, but it takes terrible pictures. (Ucuz bir kamera satın aldım ama berbat fotoğraflar çekiyor.)
7. She’s always looking for a cheap bargain at the thrift store. (O, ikinci el mağazasında ucuz bir fırsat arıyor.)
8. I don’t like to buy cheap shoes because they don’t last very long. (Ucuz ayakkabı satın almayı sevmiyorum çünkü çok uzun sürmüyorlar.)
9. You can find some really cheap souvenirs at the street market. (Sokak pazarında gerçekten ucuz hediyelik eşyalar bulabilirsiniz.)
10. I got a cheap ticket to the concert, but the seats weren’t very good. (Konser için ucuz bir bilet aldım ama koltuklar çok iyi değildi.)
11. My friend is really good at finding cheap flights and hotels. (Arkadaşım ucuz uçuşlar ve oteller bulmakta gerçekten iyidir.)
12. I always buy the cheap brand of cereal because it tastes just as good. (Her zaman ucuz tahıl markasını alırım çünkü tadı aynıdır.)
13. I found a cheap apartment in the city, but it’s really small. (Şehirde ucuz bir daire buldum ama gerçekten küçük.)
14. She’s wearing a cheap necklace, but it looks really expensive. (O, ucuz bir kolye takıyor ama gerçekten pahalı görünüyor.)
15. I like

to buy cheap books at the used bookstore. (Kullanılmış kitapçıda ucuz kitaplar satın almayı seviyorum.)
16. The quality of the cheap phone wasn’t very good. (Ucuz telefonun kalitesi çok iyi değildi.)

17. I need to find a cheap car that’s reliable. (Güvenilir olan ucuz bir araba bulmam gerekiyor.)
18. The hotel was really cheap, but it was far from the city center. (Otel gerçekten ucuzdu ama şehir merkezine uzaktı.)
19. I like to shop at the cheap grocery store to save money. (Para biriktirmek için ucuz bakkalda alışveriş yapmayı seviyorum.)
20. He bought a cheap watch that stopped working after a week. (Bir hafta sonra çalışmayı durduran ucuz bir saat satın aldı.)

Türkçe Karşılıklar:

• ucuz
• düşük fiyatlı
• uygun fiyatlı
• hesaplı
• avantajlı
• fırsatçı
• ucuz ve neşeli
• ekonomik
• tasarruflu
• ucuz fırsat
• düşük kaliteli
• indirimli
• kullanılmış
• kıyafet bakkalı
• bütçe dostu
• güvenilir
• şehir merkezine uzak
• ucuz market
• bozuk
• zamanla aşınan