Chauvinism İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Chauvinism İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Chauvinism Nedir?

Chauvinism, aşırı milliyetçilik ve cinsiyetçilikle ilgili bir kavramdır. Bu terim, bir grup veya bireyin kendi ülkesi veya cinsiyeti hakkında aşırı özgüvenli ve yüceltici davranışlar sergilemesi anlamına gelir. Bu davranışlar, diğer ülkeler veya cinsiyetler hakkında olumsuz ve haksız yargılara ve ayrımcılığa neden olabilir.

Örnek Cümleler:

  1. Some people in my country exhibit chauvinism and think we are superior to all other nations. (Bazı insanlar ülkemde chauvinism sergiler ve diğer tüm uluslardan üstün olduğumuzu düşünürler.)
  2. The male chauvinism displayed in this company is unacceptable. (Bu şirkette sergilenen erkek chauvinismi kabul edilemez.)
  3. She was disgusted by the chauvinistic comments made by her colleagues. (Meslektaşlarının yaptığı chauvinistic yorumlardan rahatsız oldu.)
  4. The coach’s chauvinistic attitude towards female athletes was the reason for his dismissal. (Antrenörün kadın sporculara karşı sergilediği chauvinistic tutum, kovulmasının sebebiydi.)
  5. Chauvinism can lead to discrimination and inequality. (Chauvinism, ayrımcılığa ve eşitsizliğe yol açabilir.)
  6. The nationalist party’s chauvinistic rhetoric stirred up tensions between neighboring countries. (Milliyetçi partinin chauvinistic retoriği, komşu ülkeler arasında gerilimleri arttırdı.)
  7. The comedian’s jokes were criticized for their chauvinistic content. (Komedyenin şakaları chauvinistic içeriği nedeniyle eleştirildi.)
  8. Women have been fighting against male chauvinism for decades. (Kadınlar, yıllardır erkek chauvinismine karşı mücadele ediyorlar.)
  9. His chauvinistic behavior towards his wife caused their marriage to fall apart. (Eşine karşı sergilediği chauvinistic davranış, evliliklerinin dağılmasına neden oldu.)
  10. Chauvinistic attitudes towards the LGBTQ+ community have no place in modern society. (LGBTQ+ topluluğuna karşı sergilenen chauvinistic tavırlar modern toplumda yeri yok.)
  11. The film was criticized for its chauvinistic portrayal of women. (Film, kadınların chauvinistic portresi nedeniyle eleştirildi.)
  12. The politician’s chauvinistic comments about immigrants caused a backlash from the public. (Siyasetçinin göçmenler hakkında yaptığı chauvinistic yorumlar halktan tepki gördü.)
  13. Chauvinism can create a toxic work environment. (Chauvinism, toksik bir çalışma ortamı yaratabilir.)
  14. The team’s chauvinistic chants were offensive

to the opposing team and their fans. (Takımın chauvinistic tezahüratları rakip takıma ve taraftarlarına saldırgan geldi.)
15. Chauvinistic language and behavior should not be tolerated in any workplace. (Chauvinistic dil ve davranış herhangi bir iş yerinde hoş görülmemelidir.)

  1. The novel was criticized for its chauvinistic portrayal of men. (Roman, erkeklerin chauvinistic portresi nedeniyle eleştirildi.)
  2. Chauvinism is a form of prejudice that can lead to intolerance and hatred. (Chauvinism, hoşgörüsüzlüğe ve nefrete yol açabilen bir önyargı biçimidir.)
  3. The company’s chauvinistic hiring practices resulted in a lack of diversity in the workplace. (Şirketin chauvinistic işe alma uygulamaları, iş yerinde çeşitliliğin eksikliğine neden oldu.)
  4. Chauvinistic beliefs and attitudes are often deeply ingrained and can be difficult to change. (Chauvinistic inançlar ve tutumlar genellikle derinlemesine yerleşmiştir ve değiştirmesi zor olabilir.)
  5. We need to work together to combat chauvinism and promote equality and respect for all people. (Chauvinismle mücadele etmek ve tüm insanlar için eşitlik ve saygıyı teşvik etmek için birlikte çalışmamız gerekiyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.