Chaotically İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Chaotically İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Chaotic – Düzensiz, karmaşık

  1. The traffic in Istanbul can be quite chaotic. (İstanbul’da trafik oldukça düzensiz olabilir.)
  2. His thoughts were a chaotic mess. (Düşünceleri düzensiz bir karışıklıktı.)
  3. The kitchen was left in a chaotic state after the dinner party. (Yemek partisi sonrası mutfak düzensiz bir halde bırakıldı.)
  4. The project was abandoned due to the chaotic nature of the team. (Ekip yapısının düzensizliği nedeniyle proje terk edildi.)
  5. The storm caused a chaotic scene on the beach. (Fırtına plajda düzensiz bir manzara yarattı.)
  6. His handwriting was so chaotic that it was hard to read. (Yazısı o kadar düzensizdi ki okumak zordu.)
  7. The stock market can be quite chaotic at times. (Borsa zaman zaman oldukça düzensiz olabilir.)
  8. The students’ behavior was quite chaotic during the field trip. (Öğrencilerin davranışları gezide oldukça düzensizdi.)
  9. The government’s response to the crisis was chaotic and unorganized. (Hükümetin krize verdiği tepki düzensiz ve plansızdı.)
  10. The dance floor was a chaotic mess of people. (Dans pisti insanların düzensiz bir karışımıydı.)
  11. The chaotic sound of the construction work was deafening. (İnşaat çalışmalarının düzensiz sesi sağır ediciydi.)
  12. The political situation in the country was chaotic and unstable. (Ülkedeki siyasi durum düzensiz ve istikrarsızdı.)
  13. The toddler’s room was in a chaotic state with toys everywhere. (Küçük çocuğun odası oyuncaklarla dolu ve düzensizdi.)
  14. The singer’s performance was chaotic and unprofessional. (Şarkıcının performansı düzensiz ve profesyonellikten uzaktı.)
  15. The chaotic scene at the airport caused many delays. (Havaalanındaki düzensiz sahne birçok gecikmeye neden oldu.)
  16. The artist’s studio was a chaotic mess with paint and brushes scattered everywhere. (Sanatçının stüdyosu boyalar ve fırçalar her yerde dağınık bir karışıklıktı.)
  17. The team’s strategy was chaotic and ineffective. (Takımın stratejisi düzensiz ve etkisizdi.)
  18. The party was a chaotic success with people dancing on tables and music blaring. (Parti insanların masalarda dans ettiği ve müziğin yüksek sesle çaldığı düzensiz bir başarıydı.)
  19. The hotel lobby was chaotic with guests rushing to check out. (Otel lobisi misafirlerin çıkış yapmak için koşuşturduğu bir düzensizlik içindeydi.)
  20. The chef’s cooking style was chaotic but delicious. (Şefin pişirme tarzı düzensiz ama lezzetliydi.)

More sentences with “Chaotic”

  1. The protest turned chaotic when the police arrived. (Protesto polisin gelmesiyle birlikte düzensiz bir hal aldı.)
  2. Her schedule was chaotic with back-to-back meetings. (Onun programı arka arkaya gelen toplantılarla düzensizdi.)
  3. The party guests created a chaotic mess in the backyard. (Parti misafirleri arka bahçede düzensiz bir karışıklık yarattılar.)
  4. The construction project was delayed due to the chaotic weather conditions. (İnşaat projesi, düzensiz hava koşulları nedeniyle gecikti.)
  5. The student’s notes were in a chaotic jumble, making it hard to study for the exam. (Öğrencinin notları düzensiz bir karışıklık içindeydi, bu nedenle sınav için çalışmak zordu.)
  6. The chaotic state of the company’s finances led to its bankruptcy. (Şirketin finansal durumunun düzensizliği iflasına neden oldu.)
  7. The painter’s studio was a chaotic mess of canvases and paint tubes. (Ressamın stüdyosu tuvaller ve boya tüpleriyle dolu bir düzensizlikti.)
  8. The driver’s erratic and chaotic driving made the passengers nervous. (Sürücünün düzensiz ve dengesiz sürüşü yolcuları sinirlendirdi.)
  9. The chaotic scene at the accident site made it difficult for the emergency responders to provide aid. (Kaza yerindeki düzensiz sahne, acil müdahale ekiplerinin yardım etmesini zorlaştırdı.)
  10. The teacher struggled to control her chaotic classroom. (Öğretmen, düzensiz sınıfını kontrol etmekte zorlandı.)
  11. The company’s chaotic management style led to high employee turnover. (Şirketin düzensiz yönetim tarzı yüksek çalışan devir hızına neden oldu.)
  12. The musician’s chaotic improvisation left the audience in awe. (Müzisyenin düzensiz doğaçlaması seyirciyi hayran bıraktı.)
  13. The apartment was left in a chaotic state after the party, with empty bottles and cups everywhere. (Parti sonrası apartman daireleri boş şişeler ve bardaklarla dolu bir düzensizlik içinde kaldı.)
  14. The actress’s chaotic personal life was constantly in the news. (Oyuncunun düzensiz kişisel hayatı sürekli olarak haberlerde yer aldı.)
  15. The team’s chaotic communication caused many misunderstandings. (Takımın düzensiz iletişimi birçok yanlış anlaşılmalara neden oldu.)
  16. The chaotic rush hour traffic made the commute unbearable. (Düzensiz yoğun saat trafik, işe gidip gelmeyi dayanılmaz hale getirdi.)
  17. The festival’s chaotic atmosphere was both exciting and overwhelming. (Festivalin düzensiz atmosferi hem heyecan verici hem de eziciydi.)
  18. The company’s chaotic website design made it difficult for customers to navigate. (Şirketin düzensiz web sitesi tasarımı müşterilerin

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.