Chaotically İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Chaotic – Düzensiz, karmaşık
- The traffic in Istanbul can be quite chaotic. (İstanbul’da trafik oldukça düzensiz olabilir.)
- His thoughts were a chaotic mess. (Düşünceleri düzensiz bir karışıklıktı.)
- The kitchen was left in a chaotic state after the dinner party. (Yemek partisi sonrası mutfak düzensiz bir halde bırakıldı.)
- The project was abandoned due to the chaotic nature of the team. (Ekip yapısının düzensizliği nedeniyle proje terk edildi.)
- The storm caused a chaotic scene on the beach. (Fırtına plajda düzensiz bir manzara yarattı.)
- His handwriting was so chaotic that it was hard to read. (Yazısı o kadar düzensizdi ki okumak zordu.)
- The stock market can be quite chaotic at times. (Borsa zaman zaman oldukça düzensiz olabilir.)
- The students’ behavior was quite chaotic during the field trip. (Öğrencilerin davranışları gezide oldukça düzensizdi.)
- The government’s response to the crisis was chaotic and unorganized. (Hükümetin krize verdiği tepki düzensiz ve plansızdı.)
- The dance floor was a chaotic mess of people. (Dans pisti insanların düzensiz bir karışımıydı.)
- The chaotic sound of the construction work was deafening. (İnşaat çalışmalarının düzensiz sesi sağır ediciydi.)
- The political situation in the country was chaotic and unstable. (Ülkedeki siyasi durum düzensiz ve istikrarsızdı.)
- The toddler’s room was in a chaotic state with toys everywhere. (Küçük çocuğun odası oyuncaklarla dolu ve düzensizdi.)
- The singer’s performance was chaotic and unprofessional. (Şarkıcının performansı düzensiz ve profesyonellikten uzaktı.)
- The chaotic scene at the airport caused many delays. (Havaalanındaki düzensiz sahne birçok gecikmeye neden oldu.)
- The artist’s studio was a chaotic mess with paint and brushes scattered everywhere. (Sanatçının stüdyosu boyalar ve fırçalar her yerde dağınık bir karışıklıktı.)
- The team’s strategy was chaotic and ineffective. (Takımın stratejisi düzensiz ve etkisizdi.)
- The party was a chaotic success with people dancing on tables and music blaring. (Parti insanların masalarda dans ettiği ve müziğin yüksek sesle çaldığı düzensiz bir başarıydı.)
- The hotel lobby was chaotic with guests rushing to check out. (Otel lobisi misafirlerin çıkış yapmak için koşuşturduğu bir düzensizlik içindeydi.)
- The chef’s cooking style was chaotic but delicious. (Şefin pişirme tarzı düzensiz ama lezzetliydi.)
More sentences with “Chaotic”
- The protest turned chaotic when the police arrived. (Protesto polisin gelmesiyle birlikte düzensiz bir hal aldı.)
- Her schedule was chaotic with back-to-back meetings. (Onun programı arka arkaya gelen toplantılarla düzensizdi.)
- The party guests created a chaotic mess in the backyard. (Parti misafirleri arka bahçede düzensiz bir karışıklık yarattılar.)
- The construction project was delayed due to the chaotic weather conditions. (İnşaat projesi, düzensiz hava koşulları nedeniyle gecikti.)
- The student’s notes were in a chaotic jumble, making it hard to study for the exam. (Öğrencinin notları düzensiz bir karışıklık içindeydi, bu nedenle sınav için çalışmak zordu.)
- The chaotic state of the company’s finances led to its bankruptcy. (Şirketin finansal durumunun düzensizliği iflasına neden oldu.)
- The painter’s studio was a chaotic mess of canvases and paint tubes. (Ressamın stüdyosu tuvaller ve boya tüpleriyle dolu bir düzensizlikti.)
- The driver’s erratic and chaotic driving made the passengers nervous. (Sürücünün düzensiz ve dengesiz sürüşü yolcuları sinirlendirdi.)
- The chaotic scene at the accident site made it difficult for the emergency responders to provide aid. (Kaza yerindeki düzensiz sahne, acil müdahale ekiplerinin yardım etmesini zorlaştırdı.)
- The teacher struggled to control her chaotic classroom. (Öğretmen, düzensiz sınıfını kontrol etmekte zorlandı.)
- The company’s chaotic management style led to high employee turnover. (Şirketin düzensiz yönetim tarzı yüksek çalışan devir hızına neden oldu.)
- The musician’s chaotic improvisation left the audience in awe. (Müzisyenin düzensiz doğaçlaması seyirciyi hayran bıraktı.)
- The apartment was left in a chaotic state after the party, with empty bottles and cups everywhere. (Parti sonrası apartman daireleri boş şişeler ve bardaklarla dolu bir düzensizlik içinde kaldı.)
- The actress’s chaotic personal life was constantly in the news. (Oyuncunun düzensiz kişisel hayatı sürekli olarak haberlerde yer aldı.)
- The team’s chaotic communication caused many misunderstandings. (Takımın düzensiz iletişimi birçok yanlış anlaşılmalara neden oldu.)
- The chaotic rush hour traffic made the commute unbearable. (Düzensiz yoğun saat trafik, işe gidip gelmeyi dayanılmaz hale getirdi.)
- The festival’s chaotic atmosphere was both exciting and overwhelming. (Festivalin düzensiz atmosferi hem heyecan verici hem de eziciydi.)
- The company’s chaotic website design made it difficult for customers to navigate. (Şirketin düzensiz web sitesi tasarımı müşterilerin
Hemen Yorum Yaz