Carrier İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Carrier İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Carrier

Carrier, taşıma aracı veya bir şeyi taşıyan kişi veya kuruluş anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. The cargo was loaded onto the carrier ship. (Yük gemisine yüklendi.)
  2. The airline lost my luggage, and now I’m waiting for the carrier to find it. (Hava yolu şirketi valizimi kaybetti ve şimdi taşıyıcının bulmasını bekliyorum.)
  3. The postal carrier delivers mail to our house every day. (Postacı her gün evimize posta getirir.)
  4. The mother kangaroo carries her baby in her pouch, which is a natural carrier. (Anne kanguru yavrusunu, doğal bir taşıyıcı olan kesesinde taşır.)
  5. The trucking company is a common carrier that transports goods for various businesses. (Nakliye şirketi, çeşitli işletmeler için mal taşıyan bir genel taşıyıcıdır.)
  6. The virus was transmitted through a carrier, who showed no symptoms. (Virüs, semptom göstermeyen bir taşıyıcı aracılığıyla yayıldı.)
  7. The carrier pigeon was used to carry messages long distances in the past. (Güvercinler, geçmişte mesajları uzun mesafelere taşımak için kullanıldı.)
  8. The mother carried her sleeping child to bed. (Anne uyuyan çocuğunu yatağa taşıdı.)
  9. The carrier wave is a fundamental part of radio communication. (Taşıyıcı dalga, radyo iletişiminin temel bir parçasıdır.)
  10. The carrier oils are used to dilute essential oils before applying them to the skin. (Taşıyıcı yağlar, cilde uygulamadan önce uçucu yağların seyreltilmesi için kullanılır.)
  11. The courier acted as the carrier of the confidential documents. (Kurye, gizli belgelerin taşıyıcısı olarak hareket etti.)
  12. The carrier frequency determines the frequency of the modulated signal. (Taşıyıcı frekans, modüle edilmiş sinyalin frekansını belirler.)
  13. The train company is a common carrier for passengers and cargo. (Tren şirketi, yolcu ve kargo için genel taşıyıcıdır.)
  14. The insect acts as a carrier for the pollen from one flower to another. (Böcek, poleni bir çiçekten diğerine taşıyıcı olarak hareket eder.)
  15. The carrier protein helps transport molecules across cell membranes. (Taşıyıcı protein, molekülleri hücre zarları boyunca taşımaya yardımcı olur.)
  16. The carrier strike group was sent to the region as a show of force. (Taşıyıcı grev grubu, güç gösterisi olarak bölgeye gönderildi.)
  17. The rental car company is a popular carrier for travelers. (Araç kiralama şirketi, seyahat edenler için popüler bir taşıyıcıdır.)
  18. The messenger was the carrier of bad news. (Haber taşıyıcısı kötü haberleri taşıdı.)
  19. The carrier bag broke and all

of my groceries spilled onto the ground. (Taşıyıcı çanta kırıldı ve bütün market alışverişim yere döküldü.)
20. The shipping carrier delivered the package on time, as promised. (Nakliye taşıyıcısı, söz verildiği gibi paketi zamanında teslim etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.