Cabin İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cabin İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cabin İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cabin, Türkçede kabin veya kulübe anlamına gelir. İngilizce cümlelerde çeşitli alanlarda kullanılır. Aşağıda, cabin kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle bulunmaktadır:

  1. The hunters built a cabin in the woods. (Avcılar ormanda bir kabin inşa ettiler.)
  2. The flight attendant showed us to our cabin on the plane. (Uçuş görevlisi, uçaktaki kabinimize bizi gösterdi.)
  3. The cruise ship had cabins of all sizes. (Kruvaziyer gemisi her boyutta kabinlere sahipti.)
  4. The family spent the weekend in their mountain cabin. (Aile, hafta sonunu dağ kabinlerinde geçirdi.)
  5. The tiny cabin was barely big enough for one person. (Küçük kabin sadece bir kişi için yeterince büyüktü.)
  6. The cabin was heated by a wood-burning stove. (Kabin, odun yakılan bir soba ile ısıtılıyordu.)
  7. The campground had cabins and tents available for rent. (Kamp alanı, kabin ve çadırları kiralama imkanı sağlıyordu.)
  8. The couple enjoyed a romantic weekend getaway in a cabin by the lake. (Çift, göl kenarındaki bir kabinde romantik bir hafta sonu kaçamağından keyif aldı.)
  9. The mountain cabin was accessible only by a rugged dirt road. (Dağ kabinine sadece zorlu bir toprak yol ile erişilebiliyordu.)
  10. The cabin had a beautiful view of the surrounding woods. (Kabin, çevredeki ormanların güzel bir manzarasına sahipti.)
  11. The airplane cabin was pressurized to make it comfortable for passengers. (Uçak kabininde, yolcuların rahatı için basınçlandırma yapıldı.)
  12. The cabin had a cozy fireplace for chilly evenings. (Kabin, soğuk akşamlar için rahat bir şömineye sahipti.)
  13. The hunter’s cabin was stocked with food and supplies for a long stay. (Avcının kabininde, uzun süreli kalış için yiyecek ve malzeme stoklanmıştı.)
  14. The log cabin was rustic but charming. (Kütük kabin, rustik ama çekiciydi.)
  15. The cruise ship’s cabin had a balcony with an ocean view. (Kruvaziyer gemisinin kabininde, okyanus manzaralı bir balkon vardı.)
  16. The cabin had a small kitchenette for preparing meals. (Kabinde, yemek hazırlamak için küçük bir mutfak bölümü vardı.)
  17. The cabin was located in a secluded area, away from the noise of the city. (Kabin, şehir gürültüsünden uzakta tenha bir bölgede yer alıyordu.)
  18. The hunting cabin had a wood-burning sauna. (Avcılı
  1. The crew quarters on the ship consisted of small cabins for each member. (Gemide mürettebat yatakhanesi, her üye için küçük kabinlerden oluşuyordu.)
  2. The ski resort had cozy cabins for visitors to stay in. (Kayak merkezi, ziyaretçilerin kalabileceği rahat kabinlere sahipti.)

(Türkçe çeviriler parantez içinde verilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.