By Contrast With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
By Contrast With
Türkçe Anlamı: Bir şeyin diğerine göre farklı olduğunu belirtmek için kullanılır.
Örnek Cümleler:
-
By contrast with his brother, John is more introverted. (Kardeşiyle karşılaştırıldığında, John daha içedönüktür.)
-
I usually prefer coffee, by contrast with my friend who loves tea. (Genellikle çaydan daha çok kahve tercih ederim, arkadaşımın aksine.)
-
Her artwork is colorful by contrast with his monochromatic style. (Onun sanat eserleri, monokromatik stilinin aksine renklidir.)
-
She is tall, by contrast with her sister who is short. (O, kısa olan kardeşiyle karşılaştırıldığında uzundur.)
-
The modern skyscrapers look impressive by contrast with the old buildings. (Modern gökdelenler, eski binalarla karşılaştırıldığında etkileyici görünüyor.)
-
By contrast with last year’s profit, this year’s is much lower. (Geçen yılın karıyla karşılaştırıldığında, bu yılki çok daha düşük.)
-
The country’s economy is growing by contrast with last year’s recession. (Ülkenin ekonomisi, geçen yılki durgunluğa karşı büyüyor.)
-
By contrast with her nervousness, he was very calm. (Onun endişeli haliyle karşılaştırıldığında, o çok sakin görünüyordu.)
-
He is very outgoing, by contrast with his shy sister. (O, utangaç olan kardeşiyle karşılaştırıldığında çok dışa dönüktür.)
-
The new car is much faster by contrast with the old model. (Yeni araba, eski modelle karşılaştırıldığında çok daha hızlıdır.)
-
By contrast with her previous job, her new job is much more challenging. (Önceki işiyle karşılaştırıldığında, yeni işi çok daha zorlu.)
-
The quiet countryside is by contrast with the noisy city. (Sessiz kırsal, gürültülü şehirle
karşılaştırıldığında.)
-
The spicy food is very different by contrast with the mild food. (Baharatlı yemek, hafif yemeğe karşı çok farklıdır.)
-
His writing style is complex by contrast with her simple and straightforward style. (Yazma tarzı, basit ve anlaşılır olan kadının stilinin aksine karmaşıktır.)
-
Their wedding was extravagant by contrast with their simple lifestyle. (Düğünleri, basit yaşam tarzlarına karşı gösterişliydi.)
-
Her voice is high-pitched by contrast with his deep voice. (Onun sesi, onun derin sesine karşı tizdir.)
-
The rainy weather is gloomy by contrast with the sunny weather. (Yağmurlu hava, güneşli hava ile karşılaştırıldığında kasvetlidir.)
-
Their approach is different by contrast with our approach. (Yaklaşımları, bizim yaklaşımımıza göre farklıdır.)
-
The team’s strategy is risky by contrast with the safe strategy we proposed. (Takımın stratejisi, önerdiğimiz güvenli stratejiye karşı risklidir.)
-
His fashion sense is bold by contrast with her conservative style. (Onun moda anlayışı, muhafazakar stiline karşı cesurdur.)
Hemen Yorum Yaz