Bus İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bus İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bus (Otobüs)

Otobüs, birçok insanın seyahat etmek için kullandığı bir araçtır. Aşağıda, “bus” kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle bulabilirsiniz:

  1. The bus driver was very friendly.
    (Türkçe: Otobüs şoförü çok dostça idi.)

  2. I missed the bus this morning and was late for work.
    (Türkçe: Bu sabah otobüsü kaçırdım ve işe geç kaldım.)

  3. The bus station is just around the corner.
    (Türkçe: Otobüs durağı sadece köşede.)

  4. You can pay for your bus ticket with cash or card.
    (Türkçe: Otobüs bileti için nakit veya kart ile ödeme yapabilirsiniz.)

  5. I like to sit in the back of the bus.
    (Türkçe: Otobüsün arkasında oturmayı severim.)

  6. The bus was full of tourists.
    (Türkçe: Otobüs, turistlerle doluydu.)

  7. My friend and I took the bus to the beach.
    (Türkçe: Arkadaşım ve ben plaja otobüsle gittik.)

  8. The bus was running late due to traffic.
    (Türkçe: Trafik nedeniyle otobüs gecikti.)

  9. I always listen to music on the bus.
    (Türkçe: Her zaman otobüste müzik dinlerim.)

  10. The school bus picks up students at 7:30.
    (Türkçe: Okul otobüsü 7:30’da öğrencileri alır.)

  11. The bus driver had to make a detour because of road construction.
    (Türkçe: Yol yapımı nedeniyle, otobüs şoförü başka bir güz

ergâh kullanmak zorunda kaldı.)

  1. We had to stand on the bus because there were no seats available.
    (Türkçe: Koltuklar dolu olduğu için otobüste ayakta durmak zorunda kaldık.)

  2. I usually take the bus to work, but sometimes I drive.
    (Türkçe: Genellikle işe otobüsle giderim, ama bazen arabayla giderim.)

  3. The bus company offers discounts for students and seniors.
    (Türkçe: Otobüs şirketi öğrencilere ve yaşlılara indirimler sunar.)

  4. We had a great view of the city from the bus window.
    (Türkçe: Şehri otobüs penceresinden harika bir manzarası vardı.)

  5. I left my backpack on the bus and had to go back to get it.
    (Türkçe: Sırt çantamı otobüste unuttum ve geri almak için geri gitmek zorunda kaldım.)

  6. We had to transfer to a different bus to get to the airport.
    (Türkçe: Havaalanına gitmek için farklı bir otobüse aktarmak zorunda kaldık.)

  7. The bus was crowded and I had to stand next to a stranger.
    (Türkçe: Otobüs kalabalıktı ve bir yabancının yanında durmak zorunda kaldım.)

  8. I always try to be on time for the bus.
    (Türkçe: Her zaman otobüse zamanında yetişmeye çalışırım.)

  9. The driver announced that the bus would be arriving at the station in five minutes.
    (Türkçe: Şoför, otobüsün beş dakika içinde istasyona varacağını duyurdu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.