Bunch İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bunch İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bunch

Bunch, “demet, salkım, yığın” gibi anlamlara gelir.

1. She picked a bunch of flowers from the garden. (O bahçeden çiçek demeti topladı.)
2. I have a bunch of keys on my keychain. (Anahtarlığımda bir yığın anahtarım var.)
3. He grabbed a bunch of grapes from the fruit bowl. (Meyve kasasından bir tutam üzüm aldı.)
4. We found a bunch of old books in the attic. (Çatı katında eski kitaplar bir demet bulduk.)
5. There was a bunch of people waiting for the bus. (Otobüs bekleyen bir sürü insan vardı.)
6. She tied up her hair with a bunch of hair ties. (Saçlarını saç tokalarıyla bir demet yaparak bağladı.)
7. He bought a bunch of bananas from the market. (Pazardan bir demet muz aldı.)
8. The kids were playing with a bunch of balloons. (Çocuklar bir sürü balonla oynuyordu.)
9. She had a bunch of papers scattered on her desk. (Masaüstünde dağınık bir sürü kağıdı vardı.)
10. He received a bunch of emails from his clients. (Müşterilerinden bir sürü e-posta aldı.)
11. She bought a bunch of clothes at the mall. (Avm’den bir sürü kıyafet satın aldı.)
12. He held a bunch of pencils in his hand. (Elinde bir demet kalem tutuyordu.)
13. They were carrying a bunch of luggage at the airport. (Havaalanında bir sürü bagaj taşıyorlardı.)
14. She made a bunch of sandwiches for the picnic. (Piknik için bir demet sandviç yaptı.)
15. He found a bunch of coins on the ground. (Yerde bir demet madeni para buldu.)
16. The trees were full of a bunch of apples. (Ağaçlar bir sürü elmayla doluydu.)
17. She wrote a bunch of notes in her notebook. (Defterinde bir demet not yazdı.)
18. He collected a bunch of seashells at the beach. (Plajda bir sürü deniz kabuğu topladı.)
19. They had a bunch of fun at the amusement park. (Eğlence parkında bir sürü eğlendiler.)
20. She hung a bunch of pictures on the wall. (Duvara bir demet resim astı.)

21. The supermarket had a bunch of different types of cereal. (Süpermarkette bir sürü farklı türde tahıl vardı.)
22. He had a bunch of excuses for why he was late. (Geç kaldığı için bir sürü bahanesi vardı.)
23. She found a bunch of old family photos in a shoebox. (Ayakkabı kutusunda eski aile fotoğraflarının bir demetini buldu.)
24. They picked a bunch of pumpkins at the pumpkin patch. (Balkabağı tarlasında bir sürü kabak topladılar.)
25. He had a bunch of experience in the field of finance. (Finans alanında bir sürü deneyimi vardı.)
26. She decorated the room with a bunch of colorful balloons. (Odayı renkli balonlarla bir demet süsledi.)
27. They had a bunch of questions for the guest speaker. (Misafir konuşmacıya bir sürü soruları vardı.)
28. He bought a bunch of vegetables to make a salad. (Salata yapmak için bir demet sebze aldı.)
29. She wore a bunch of bracelets on her wrist. (Bileğinde bir sürü bilezik takıyordu.)
30. They used a bunch of tools to fix the broken fence. (Kırık çiti tamir etmek için bir sürü alet kullandılar.)