Brusquely İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Brusquely İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bruquely (Sertçe)

Brusquely, sert ve kaba bir şekilde davranmak veya konuşmak anlamına gelir. Aşağıda, kelimenin kullanıldığı 20 örnek cümle verilmiştir.

1. John brusquely rejected Mary’s proposal. (John, Mary’nin teklifini sert bir şekilde reddetti.)
2. The boss brusquely dismissed the employee. (Patron, çalışanı sert bir şekilde kovdu.)
3. She brusquely told him to leave. (O, ona sert bir şekilde ayrılmasını söyledi.)
4. The customer was brusquely told that the store was closed. (Müşteriye, mağazanın kapalı olduğu sert bir şekilde söylendi.)
5. The teacher brusquely scolded the students. (Öğretmen, öğrencileri sert bir şekilde azarladı.)
6. The salesperson brusquely told the customer that they were out of stock. (Satış elemanı, müşteriye stoklarının tükendiğini sert bir şekilde söyledi.)
7. The doctor brusquely dismissed the patient’s concerns. (Doktor, hastanın endişelerini sert bir şekilde reddetti.)
8. He brusquely interrupted her during the meeting. (Toplantı sırasında onu sert bir şekilde kesintiye uğrattı.)
9. The receptionist brusquely told the caller that the person they were looking for was not available. (Resepsiyonist, arayan kişiye aradıkları kişinin müsait olmadığını sert bir şekilde söyledi.)
10. The waiter brusquely told the customers that they couldn’t split the bill. (Garson, müşterilere hesabı bölemeyeceklerini sert bir şekilde söyledi.)
11. She brusquely refused his invitation to dance. (Dans etme teklifini sert bir şekilde reddetti.)
12. The coach brusquely criticized the team’s performance. (Antrenör, takımın performansını sert bir şekilde eleştirdi.)
13. The officer brusquely ordered the suspect to get out of the car. (Memur, şüphelinin arabadan çıkmasını sert bir şekilde emretti.)
14. The boss brusquely demanded that the report be finished by the end of the day. (Patron, raporun gün sonuna kadar bitirilmesini sert bir şekilde talep etti.)
15. The customer service representative brusquely hung up the phone. (Müşteri hizmetleri temsilcisi, telefonu sert bir şekilde kapattı.)
16. The principal brusquely reprimanded the student for being late. (Müdür, öğrenciyi geç kaldığı için sert bir şekilde azarladı.)
17. The boss brusquely dismissed the idea. (Patron, fikri sert bir şekilde reddetti.)
18. The officer brusquely told the suspect to put their hands up. (Memur, şüphelinin ellerini kaldırmasını sert bir şekilde söyledi.)
    19

19. The manager brusquely told the employee to finish the task immediately. (Yönetici, görevi hemen bitirmesi için çalışanı sert bir şekilde söyledi.)
20. The customer brusquely complained about the service. (Müşteri, hizmetten memnun olmadığını sert bir şekilde şikayet etti.)

Türkçe Karşılıklar:
brusquely – sertçe
rejected – reddetti
dismissed – kovdu
told – söyledi
scolded – azarladı
interrupted – kesintiye uğrattı
refused – reddetti
criticized – eleştirdi
ordered – emretti
demanded – talep etti
reprimanded – azarladı
hung up – telefonu kapattı
dismissed – reddetti
complained – şikayet etti