Britches İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Britches İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Britches

Britches, İngilizce’de “pantolon” anlamına gelen bir kelime olarak kullanılır.

1. I need to buy a new pair of britches for the wedding. (Düğün için yeni bir pantolon çifti almam lazım.)
2. He wore his best britches to the job interview. (İş görüşmesine en iyi pantolonunu giydi.)
3. Her britches were too tight, so she couldn’t sit comfortably. (Pantolonu çok sıkıydı, bu yüzden rahatça oturamadı.)
4. The cowboy’s britches were made of sturdy denim. (Kovboyun pantolonu sağlam denimden yapılmıştı.)
5. I prefer to wear britches instead of skirts. (Etek yerine pantolon giymeyi tercih ediyorum.)
6. She rolled up her britches and waded into the water. (Pantolonlarını yukarı sıvadı ve suya girdi.)
7. He didn’t want to ruin his britches, so he sat on a towel. (Pantolonlarını bozmak istemediği için havlu üzerinde oturdu.)
8. The tailor measured his inseam for the new britches. (Terzi, yeni pantolonu için iç bacak boyunu ölçtü.)
9. She found a rip in her britches and had to sew it up. (Pantolonunda bir yırtık buldu ve onu dikmek zorunda kaldı.)
10. The cowgirl’s britches had fringe down the sides. (Kovboyların pantolonlarının yanlarına püskül yapılmıştı.)
11. He pulled up his britches and got to work. (Pantolonunu yukarı çekti ve işe koyuldu.)
12. She wore her oldest britches to do the dirty work. (En eski pantolonunu kirli işler yapmak için giydi.)
13. He slipped on the ice and tore his britches. (Buzda kayıp pantolonunu yırttı.)
14. The fashion designer created unique britches with embroidery. (Moda tasarımcısı, nakışlı benzersiz pantolonlar yarattı.)
15. The fisherman wore waterproof britches while out on the boat. (Balıkçı tekneye çıkarken su geçirmez pantolon giydi.)
16. She kicked off her britches and jumped into the pool. (Pantolonlarını çıkarıp havuza atladı.)
17. He forgot to wear his britches and had to run back inside. (Pantolonunu giymeyi unuttu ve geri koşarak içeri girdi.)
18. The old man’s britches were held up by suspenders. (Yaşlı adamın pantolonları askılıkla tutturulmuştu.)
19. She felt more comfortable in loose-fitting britches. (Bol paçalı pantolonlarla daha rahat hissetti.)
20. The blacksmith’s britches were covered in soot from the forge. (Demircinin pantolonu ocağın bacağından dolayı külle kaplıydı.)

21. The little boy proudly showed off his new britches to his friends. (Küçük çocuk arkadaşlarına yeni pantolonunu gururla gösterdi.)
22. She couldn’t find her britches, so she had to wear a dress. (Pantolonlarını bulamadığı için elbise giymek zorunda kaldı.)
23. The soldier’s britches were part of his uniform. (Askerin pantolonu, üniformasının bir parçasıydı.)
24. The athlete’s britches had reflective strips for safety when running at night. (Sporcu pantolonları, gece koşarken güvenlik için yansıtıcı şeritlere sahipti.)
25. She laughed when she saw her dog wearing britches. (Köpeğinin pantolon giydiğini görünce güldü.)
26. The tailor had to adjust the waistband on the britches to make them fit properly. (Terzi, pantolonların uygun şekilde oturması için bel kısmını ayarlamak zorunda kaldı.)
27. He wore his lucky britches to the important meeting. (Önemli toplantıya şanslı pantolonunu giydi.)
28. The horseback rider’s britches were reinforced at the knee for durability. (At binicisinin pantolonları dayanıklılık için diz kısmında güçlendirilmişti.)
29. She felt self-conscious in her tight-fitting britches. (Sıkı pantolonlarında özgüveni yoktu.)
30. The seamstress used a fine fabric for the lining of the britches. (Terzi, pantolonların astarında ince bir kumaş kullandı.)