Briskness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Briskness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Briskness (canlılık, çeviklik) Nedir?

Briskness, hareketlerin veya davranışların canlı ve enerjik bir şekilde yapılmasıdır.

Örnek Cümleler:

  1. She walked with briskness to catch the train. (Treni yakalamak için çevik bir şekilde yürüdü.)
  2. The briskness of the music made everyone dance. (Müziğin canlılığı herkesi dans ettirdi.)
  3. His briskness in handling the situation impressed the team. (Durumu ele alışındaki canlılığı takımı etkiledi.)
  4. The cold air was a reminder of the briskness of the approaching winter. (Soğuk hava yaklaşan kışın canlılığını hatırlattı.)
  5. The briskness of the conversation indicated they were getting along well. (Konuşmanın çevikliği iyi anlaştıklarını gösteriyordu.)
  6. She spoke with such briskness that it was hard to keep up. (O kadar canlı konuştu ki takip etmek zordu.)
  7. The briskness of his movements suggested he was in a hurry. (Hareketlerinin çevikliği acele ettiğini gösteriyordu.)
  8. The briskness of the market was overwhelming. (Pazarın canlılığı karşı konulmazdı.)
  9. The briskness of her reaction surprised us all. (Tepkisindeki canlılık hepimizi şaşırttı.)
  10. The briskness of the game made it more exciting. (Oyunun canlılığı daha heyecanlı hale getirdi.)
  11. He went about his work with a briskness that suggested he enjoyed it. (İşi canlılıkla yapması, keyif aldığını gösteriyordu.)
  12. The briskness of the morning air was refreshing. (Sabah havasının canlılığı ferahlatıcıydı.)
  13. The briskness of the crowd made it difficult to navigate. (Kalabalığın canlılığı hareket etmeyi zorlaştırdı.)
  14. The briskness of the river’s current made it dangerous to swim. (Nehir akıntısının canlılığı yüzmenin tehlikeli olduğunu gösteriyordu.)
  15. The briskness of the exercise routine left her feeling invigorated. (Egzersiz programındaki canlılık, onu canlandırdı.)
  16. The briskness of the breeze was refreshing on a hot day. (Sıcak bir günde esen rüzgarın canlılığı ferahlatıcıydı.)
  17. The briskness of the presentation kept the audience engaged. (Sunumun canlılığı, izleyicilerin ilgisini korudu.)
  18. The briskness of the waiter’s service was impressive. (Garsonun hizmetindeki canlılık etkileyiciydi.)
  19. The briskness of the horse’s gallop was exhilarating. (Atın koşusundaki canlılık heyecan vericiydi.)
  20. The briskness of the sunrise was a beautiful sight. (Güneşin doğuşundaki canlılık harika bir manzara oldu.)

Türkçe Karşılıkları:

  1. Treni yakalamak için çevik bir şekilde yürüdü.
  2. Müziğin canlılığı herkesi dans ettirdi.
  3. Durumu ele alışındaki canlılığı takımı etkiledi.
  4. Soğuk hava yaklaşan kışın canlılığını hatırlattı.
  5. Konuşmanın çevikliği iyi anlaştıklarını gösteriyordu.
  6. O kadar canlı konuştu ki takip etmek zordu.
  7. Hareketlerinin çevikliği acele ettiğini gösteriyordu.
  8. Pazarın canlılığı karşı konulmazdı.
  9. Tepkisindeki canlılık hepimizi şaşırttı.
  10. Oyunun canlılığı daha heyecanlı hale getirdi.
  11. İşi canlılıkla yapması, keyif aldığını gösteriyordu.
  12. Sabah havasının canlılığı ferahlatıcıydı.
  13. Kalabalığın canlılığı hareket etmeyi zorlaştırdı.
  14. Nehir akıntısının canlılığı yüzmenin tehlikeli olduğunu gösteriyordu.
  15. Egzersiz programındaki canlılık, onu canlandırdı.
  16. Sıcak bir günde esen rüzgarın canlılığı ferahlatıcıydı.
  17. Sunumun canlılığı, izleyicilerin ilgisini korudu.
  18. Garsonun hizmetindeki canlılık etkileyiciydi.
  19. Atın koşusundaki canlılık heyecan vericiydi.
  20. Güneşin doğuşundaki canlılık harika bir manzara oldu.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.