Bring İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bring İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bring Kelimesinin Anlamı


Bring kelimesi Türkçede “getirmek” anlamına gelir. Bir yerden başka bir yere getirmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. Please bring me a glass of water.
    (Lütfen bana bir bardak su getirin.)
  2. I forgot to bring my keys with me.
    (Anahtarlarımı yanıma getirmeyi unuttum.)
  3. Could you bring the book you borrowed from me?
    (Benden ödünç aldığın kitabı getirebilir misin?)
  4. She always brings a gift when she visits us.
    (Bizi ziyaret ettiğinde her zaman bir hediye getirir.)
  5. I will bring my laptop to the meeting.
    (Toplantıya laptopumu getireceğim.)
  6. Can you bring some snacks for the party?
    (Parti için birkaç atıştırmalık getirebilir misin?)
  7. Don’t forget to bring your passport to the airport.
    (Havaalanına pasaportunu getirmeyi unutma.)
  8. We need to bring some changes to our business plan.
    (İş planımızda bazı değişiklikler yapmamız gerekiyor.)
  9. He always brings a positive attitude to work.
    (İşe her zaman pozitif bir tavırla gelir.)
  10. I brought some flowers for my mom’s birthday.
    (Annemin doğum günü için birkaç çiçek getirdim.)
  11. Can you bring your dog to the park tomorrow?
    (Yarın köpeğini parka getirebilir misin?)
  12. She promised to bring some dessert for the dinner party.
    (Yemek partisi için bir tatlı getirmeyi söz verdi.)
  13. I have to bring my car to the mechanic for repairs.
    (Aracımı tamir için tamirciye getirmem gerekiyor.)
  14. He asked me to bring him a coffee from the café.
    (Benden kafeden bir kahve getirmemi istedi.)
  15. They brought their children to the beach for a picnic.
    (Piknik için çocuklarını plaja getirdiler.)
  16. I always bring a book with me when I travel.
    (Seyahat ederken her zaman bir kitap getiririm.)
  17. Can you bring me the red shirt from the closet?
    (Dolaptan kırmızı gömleği getirebilir misin?)
  18. She decided to bring her own lunch to work.
    (İşe kendi öğle yemeğini getirmeye karar verdi.)
  19. I have to bring my umbrella with me today.
    (Bugün yanımda şemsiye getirmem gerekiyor.)
  20. They will bring their own equipment to the game.
    (Oyuna kendi ekipmanlarını getirecekler.)

Özet:

  • Bring kelimesi “getirmek” anlamına gelir.
  • Kelime, bir yerden başka bir yere getirme işlemi için kullanılır.
  • Örnek cümlelerde, bring kelimesi farklı nesnelerin, yiyeceklerin, kitapların, ekipmanların, pozitif tutumun ve değişikliklerin getirilmesi için kullanılmıştır.

Bu cümleler, bring kelimesinin farklı kullanım örneklerini gösterir. Bu örnekler, günlük İngilizce konuşmada yaygın olarak kullanılır ve kelimenin kullanımıyla ilgili bir fikir verir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.