Breather İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Breather İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Breather ne anlama gelir?


Breather, bir ara vermek ya da dinlenmek anlamına gelir.

  1. I need to take a breather after running for an hour. (Bir saat koşudan sonra dinlenmeye ihtiyacım var.)
  2. Let’s take a breather and grab a cup of coffee. (Bir ara verip kahve alalım.)
  3. She sat down to catch her breath and take a breather. (Nefesini toparlamak ve dinlenmek için oturdu.)
  4. It’s important to take a breather during a stressful day. (Stresli bir günün ortasında bir mola almak önemlidir.)
  5. The team took a breather before continuing with the game. (Takım oyunu devam ettirmeden önce bir ara verdi.)
  6. After a long hike, we stopped to take a breather and enjoy the view. (Uzun bir yürüyüşten sonra, nefes almak ve manzaranın tadını çıkarmak için durduk.)
  7. I just need to take a breather and clear my head. (Sadece bir mola verip kafamı toparlamam gerekiyor.)
  8. It’s okay to take a breather and regroup when things get overwhelming. (İşler ağır gelmeye başladığında mola verip yeniden toparlanmak iyidir.)
  9. Let’s take a breather and come back to this problem with fresh eyes. (Bir ara verelim ve bu probleme taze bir bakış açısıyla geri dönelim.)
  10. I always take a breather before making a big decision. (Büyük bir karar vermeden önce her zaman mola veririm.)
  11. After a long day at work, I like to take a breather and relax at home. (İş gününün ardından eve gidip dinlenmek hoşuma gidiyor.)
  12. Let’s take a breather and reassess our goals for the project. (Bir ara verelim ve projemiz için hedeflerimizi tekrar değerlendirelim.)
  13. Taking a breather and stepping back can help you see the big picture. (Mola vermek ve geri çekilmek, büyük resmi görmene yardımcı olabilir.)
  14. The coach called for a breather during the game to give the team some advice. (Antrenör, takıma bazı tavsiyeler vermek için oyun sırasında bir mola istedi.)
  15. I took a breather from social media to focus on my mental health. (Mental sağlığıma odaklanmak için sosyal medyadan mola verdim.)
  16. It’s important to take a breather and recharge your batteries every once in a while. (Ara vermek ve pilinizi doldurmak zaman zaman önemlidir.)
  17. I need to take a breather and organize my thoughts before starting this project. (Bu projeye başlamadan önce düşüncelerimi toparlamak ve bir mola vermek istiyorum.)
  18. Let’s take a breather and come up with a plan for tackling this issue. (Bir ara verelim ve bu sorunu çözmek için bir plan oluşturalım.)
  19. After a long day of sightseeing,

we took a breather at a café to rest our feet. (Gezip görmekle geçen uzun bir günün ardından, ayaklarımızı dinlemek için bir kafede mola verdik.)
20. Taking a breather can help you approach a problem with a fresh perspective. (Mola vermek, soruna taze bir bakış açısıyla yaklaşmanıza yardımcı olabilir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.