Break İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Break İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Break İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Türkçe Anlamı: Mola, ara vermek, kırılmak, parçalanmak, bozmak.

  1. I need a break after studying for hours. (Saatlerce çalıştıktan sonra molaya ihtiyacım var.)
  2. She took a break from her job to travel the world. (Dünya turuna çıkmak için işinden mola aldı.)
  3. The vase broke when it fell off the shelf. (Vazo rafa düştüğünde kırıldı.)
  4. The rain will break the heatwave. (Yağmur sıcak havayı bozacak.)
  5. Let’s take a coffee break before we start the meeting. (Toplantıya başlamadan önce kahve molası verelim.)
  6. He was so angry that he needed to take a break to calm down. (O kadar sinirliydi ki sakinleşmek için mola vermesi gerekiyordu.)
  7. The sun will break through the clouds soon. (Güneş yakında bulutların arasından çıkacak.)
  8. I had to take a break from running because of my knee injury. (Dizimdeki yaralanma nedeniyle koşudan mola vermek zorunda kaldım.)
  9. The news of his arrest caused his mother’s heart to break. (Tutuklanması haberini almak, annesinin kalbini kırdı.)
  10. Don’t break the rules, or you’ll face the consequences. (Kuralları bozma, aksi takdirde sonuçlarına katlanacaksın.)
  11. The thief tried to break into the house, but the alarm scared him away. (Hırsız evin içine girmeye çalıştı, ancak alarm onu korkuttu.)
  12. She’s going to break up with her boyfriend because they have too many differences. (Çok fazla farklılıkları olduğu için erkek arkadaşıyla ayrılacak.)
  13. The students are excited to have a break from classes for spring break. (Öğrenciler, bahar tatili için sınıflardan mola almaktan heyecanlılar.)
  14. His coughing fit made him break out in a sweat. (Öksürük krizi onu terlemeye başlattı.)
  15. I accidentally broke my phone screen by dropping it. (Telefon ekranımı düşürerek yanlışlıkla kırdım.)
  16. The company decided to take a break from the project and reassess the situation. (Şirket, projeden mola verme ve durumu yeniden değerlendirme kararı aldı.)
  17. The sound of breaking glass woke me up in the middle of the night. (Kırılan camın sesi beni gece ortasında uyandırdı.)
  18. He needed to break the bad news to his family gently. (Ailesine kötü haberi nazikçe vermeliydi.)
  19. The athlete broke the world record for the 100-meter dash. (Sporcu, 100 metre koşusunda dünya rekorunu kırdı.)
  20. The driver had to break suddenly to avoid hitting

the deer on the road. (Sürücü, yoldaki geyiği çarpmamak için ani fren yapmak zorunda kaldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.