Bound İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bound İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bound kelimesi

Bound kelimesi, sınırlandırılmış veya bağlı olan anlamlarına gelir. Ayrıca, bir yere gitmek veya bir şeyi yapmak için belirli bir amaca yönelmek anlamında da kullanılabilir.

Örnek cümleler:

  1. The cat is bound to the chair with a rope. (Kedi bir ip ile sandalyeye bağlı.)
  2. She is bound to arrive late if she doesn’t leave now. (Şimdi gitmezse geç kalması kaçınılmaz.)
  3. Bound by a promise, he couldn’t reveal the secret. (Bir sözleşme ile bağlandığı için sırrı açıklayamadı.)
  4. The book was bound in leather. (Kitap deriyle kaplandı.)
  5. Bound by tradition, they continued the ritual. (Gelenekleriyle bağlı olarak, ritüeli devam ettirdiler.)
  6. The car was bound to the tree. (Araba ağaca bağlıydı.)
  7. She felt bound to help him. (Ona yardım etmek zorunda hissetti.)
  8. The prisoners were bound and blindfolded. (Mahkumlar bağlanmış ve gözleri bağlıydı.)
  9. The two countries are bound by a treaty. (İki ülke anlaşma ile bağlıdır.)
  10. He was bound for the airport. (Havaalanına gitmek için yola çıkmıştı.)
  11. The ball was bound to hit the window. (Top camı kırması kaçınılmazdı.)
  12. She felt bound to tell the truth. (Doğruyu söylemek zorunda hissetti.)
  13. The train is bound for Chicago. (Tren Chicago’ya gitmek için hareket ediyor.)
  14. The package was securely bound with tape. (Paket sıkıca bantla bağlandı.)
  15. He was bound to make a mistake sooner or later. (Er ya da geç bir hata yapması kaçınılmazdı.)
  16. The company is bound by strict regulations. (Şirket sıkı düzenlemelerle bağlıdır.)
  17. The two events are bound to coincide. (İki olayın çakışması kaçınılmazdır.)
  18. He was bound by duty to stay. (Görevi nedeniyle kalmak zorundaydı.)
  19. The dog was bound to the fence. (Köpek çite bağlıydı.)
  20. They were bound together by a common goal. (Ortak bir hedefle birbirine bağlanmışlardı.)

Diğer kullanımları ile Bound kelimesi

Bound kelimesi ayrıca sınırlama, zorunluluk, kısıtlama ve bağlama anlamlarında da kullanılabilir.

Örnek cümleler:

  1. The new law will bound the use of pesticides. (Yeni yasa, böcek ilaçları kullanımını sınırlayacak.)
  2. She is bound by her promise to keep the secret. (Sırrı saklamak için verdiği sözle bağlıdır.)
  3. He is bound to follow the rules. (Kurallara uymak zorunda.)
  4. The company is financially bound by its debts. (Şirket borçları nedeniyle mali açıdan sıkıntıda.)
  5. The marathon runners were bound by the course. (Maraton koşucuları parkurda sınırlıdı.)
  6. He was bound to his wheelchair. (Tekerlekli sandalyesine bağlıydı.)
  7. She is bound to become a successful lawyer. (Başarılı bir avukat olması kaçınılmaz.)
  8. The law bound them to pay their taxes. (Yasalar vergi ödemelerini zorunlu kılıyor.)
  9. He felt bound by his sense of duty. (Görev duygusu nedeniyle kendini bağlı hissetti.)
  10. The book is bound in a limited edition. (Kitap sınırlı sayıda basıldı.)
  11. The dog was bound by a leash. (Köpek tasma ile bağlıydı.)
  12. The athletes were bound by the rules of the game. (Sporcular oyun kurallarıyla sınırlıydı.)
  13. The project is bound to fail without proper planning. (Uygun planlama olmadan proje başarısız olmaya mahkumdur.)
  14. The two lovers were bound by their love. (İki aşığın aşkı ile bağlı oldukları söylenebilir.)
  15. The company is bound to lose money if they don’t invest wisely. (Akıllıca yatırım yapmazlarsa şirketin zarar etmesi kaçınılmaz.)
  16. The defendant was bound by law to attend the trial. (Sanık, yargılama sürecine katılmakla yasal olarak zorunlu tutuldu.)
  17. The storm bound us to stay indoors. (Fırtına bizi içeride kalma zorunluluğuna mahkum etti.)
  18. She was bound to her job by financial necessity. (Finansal ihtiyaç nedeniyle işine bağlıydı.)
  19. The flowers were bound together in a bouquet. (Çiçekler buket halinde

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.