Boredom İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Boredom İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Boredom

Boredom, sıkıntı veya ilgisizlik hissi anlamına gelir. İşte boredom ile ilgili cümleler:

  1. I feel such boredom when I have nothing to do. (Hiçbir şey yapacak bir şeyim olmadığında böyle bir sıkıntı hissederim.)
  2. Boredom is the worst feeling when you are stuck in traffic. (Trafiğe takılıp kaldığında sıkıntı hissi en kötü hislerden biridir.)
  3. The boredom of sitting through a long lecture is unbearable. (Uzun bir dersi dinlemek sıkıntı vericidir.)
  4. She tried to fight off the boredom by playing a game. (Oyun oynayarak sıkıntıdan kurtulmaya çalıştı.)
  5. I never experienced such boredom in my life. (Hayatımda böyle bir sıkıntı yaşamadım.)
  6. The monotony of everyday life can lead to boredom. (Her gün aynı şeyleri yapmak sıkıntıya neden olabilir.)
  7. I watch TV to alleviate boredom. (Sıkıntıyı hafifletmek için televizyon izlerim.)
  8. The boredom at work is getting to me. (İşteki sıkıntı beni etkiliyor.)
  9. The only thing worse than boredom is loneliness. (Sıkıntıdan daha kötü olan tek şey yalnızlıktır.)
  10. I was bored out of my mind during that meeting. (O toplantı boyunca sıkıntıdan deli gibi oldum.)
  11. He turned to drugs to escape the boredom of his life. (Hayatındaki sıkıntıdan kaçmak için uyuşturucuya başvurdu.)
  12. The children complained of boredom during the long car ride. (Uzun araba yolculuğunda çocuklar sıkıntıdan şikayet ettiler.)
  13. The constant rain led to boredom and restlessness. (Sürekli yağmur, sıkıntı ve huzursuzluğa neden oldu.)
  14. I can’t stand the boredom of being stuck at home all day. (Tüm gün evde takılı kalmaktan gelen sıkıntıya dayanamıyorum.)
  15. Boredom often leads to overeating. (Sıkıntı sık sık aşırı yemeğe neden olur.)
  16. The boredom of retirement can be difficult to handle. (Emeklilikteki sıkıntı başa çıkmak için zor olabilir.)
  17. She felt a sense of boredom and emptiness after finishing her book. (Kitabını bitirdikten sonra sıkıntı ve boşluk hissi yaşadı.)
  18. Traveling can help alleviate the boredom of everyday life. (Seyahat etmek, günlük yaşamdaki sıkıntıyı hafifletmeye yardımcı olabilir.)
  19. Boredom is often a sign that we need to change something in our lives. (Sıkıntı, hayatımızda bir şeyleri değiştirmemiz gerektiğinin bir işaretidir.)
    20
  1. The party was a total bore and we couldn’t wait to leave. (Parti tamamen sıkıcıydı ve ayrılmak için sabırsızlanıyorduk.)

  2. He stared out the window, succumbing to the boredom of the train ride. (Tren yolculuğunun sıkıntısına boyun eğerek pencereden dışarı bakıyordu.)

  3. The book was so dull that it put her into a state of boredom. (Kitap o kadar sıkıcıydı ki onu sıkıntıya soktu.)

  4. I always carry a book with me to avoid boredom when waiting in line. (Kuyrukta beklerken sıkılmamak için her zaman bir kitap taşırım.)

  5. The lack of new experiences can lead to a sense of boredom and apathy. (Yeni deneyimlerin olmaması sıkıntı ve umursamazlık hissi yaratabilir.)

  6. She found herself in a state of constant boredom after retiring from her job. (İşinden emekli olduktan sonra sürekli bir sıkıntı halinde buldu kendini.)

  7. The monotony of his job was driving him to boredom and frustration. (İşinin tekdüzeliği onu sıkıntı ve frustrasyona sürüklüyordu.)

  8. He tried to alleviate his boredom by taking up a new hobby. (Yeni bir hobiye başlayarak sıkıntısını hafifletmeye çalıştı.)

  9. The boredom of being stuck at home during a snowstorm was unbearable. (Kar fırtınasında evde sıkışıp kalmak sıkıntı vericiydi.)

  10. The music festival was a welcome change from the usual boredom of everyday life. (Müzik festivali, günlük hayatın sıkıcılığına karşı hoş bir değişiklikti.)

  11. Boredom can lead to depression and other mental health issues. (Sıkıntı depresyon ve diğer zihinsel sağlık sorunlarına neden olabilir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.