Boon İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Boon Nedir?
Boon, Türkçe’de “nimet”, “iyilik”, “fayda” gibi anlamlara gelen bir kelime olarak kullanılır.
Örnek Cümleler:
- The rainy weather was a boon for the farmers. (Yağmurlu hava, çiftçiler için bir nimetti.)
- The scholarship was a boon for her education. (Burs, onun eğitimi için bir faydaydı.)
- His new job was a boon for his financial situation. (Yeni işi, mali durumu için bir iyilikti.)
- The invention of the internet was a boon for communication. (İnternetin icadı, iletişim için bir nimetti.)
- The availability of fresh water is a boon for the villagers. (Temiz suyun bulunabilirliği, köylüler için bir faydadır.)
- The new law was a boon for animal welfare. (Yeni kanun, hayvan refahı için bir nimetti.)
- The discovery of the cure was a boon for the patients. (Tedavinin keşfi, hastalar için bir iyilikti.)
- His promotion was a boon for his career. (Terfi, kariyeri için bir faydaydı.)
- The generous donation was a boon for the charity. (Cömert bağış, yardım kurumu için bir nimetti.)
- The new technology was a boon for productivity. (Yeni teknoloji, verimlilik için bir faydaydı.)
- The peaceful resolution was a boon for international relations. (Barışçıl çözüm, uluslararası ilişkiler için bir iyilikti.)
- The decrease in crime rate was a boon for public safety. (Suç oranındaki azalma, halkın güvenliği için bir faydaydı.)
- The increase in tourism was a boon for the local economy. (Turizmdeki artış, yerel ekonomi için bir nimetti.)
- The availability of affordable housing was a boon for low-income families. (Uygun fiyatlı konutların bulunabilirliği, düşük gelirli aileler için bir fayda oldu.)
- The opportunity to study abroad was a boon for her personal growth. (Yurtdışında okuma fırsatı, kişisel gelişimi için bir nimetti.)
- The increase in public transportation options was a boon for the environment. (Toplu taşıma seçeneklerindeki artış, çevre için bir faydaydı.)
- The new park was a boon for the community’s recreation. (Yeni park, topluluğun rekreasyonu için bir iyilikti.)
- The introduction of renewable energy sources was a boon for sustainable development. (Yenilenebilir enerji kaynaklarının tanıtımı, sürdürülebilir kalkınma için bir faydaydı.)
- The decrease in air pollution was a boon for public health. (Hava kirliliğindeki azalma, halk sağlığı için bir iyilikti.)
- The availability of online education was a boon for access to education. (Online eğitimin bulunabilirliği, eğitime erişim için bir fayda oldu
Diğer Örnek Cümleler:
- The supportive community was a boon for her mental health. (Destekleyici topluluk, onun zihinsel sağlığı için bir nimetti.)
- The extra time off was a boon for her work-life balance. (Ekstra izin süresi, iş-yaşam dengesi için bir fayda oldu.)
- The efficient public transportation system was a boon for commuters. (Verimli toplu taşıma sistemi, işe gidip gelenler için bir nimetti.)
- The new bridge was a boon for transportation between the two cities. (Yeni köprü, iki şehir arasındaki ulaşım için bir faydaydı.)
- The invention of the printing press was a boon for the spread of knowledge. (Matbaanın icadı, bilginin yayılması için bir nimetti.)
- The legalization of same-sex marriage was a boon for LGBTQ+ rights. (Eşcinsel evliliğin yasallaştırılması, LGBTQ+ hakları için bir faydaydı.)
- The decrease in food waste was a boon for sustainability. (Gıda israfındaki azalma, sürdürülebilirlik için bir iyilikti.)
- The promotion of diversity and inclusion was a boon for workplace culture. (Çeşitlilik ve kapsayıcılığın teşviki, iş yeri kültürü için bir fayda oldu.)
- The increase in access to healthcare was a boon for public health. (Sağlık hizmetlerine erişimdeki artış, halk sağlığı için bir nimetti.)
- The invention of the wheel was a boon for transportation. (Tekerleğin icadı, ulaşım için bir faydaydı.)
- The decrease in deforestation was a boon for the environment. (Ormanların yok olmasındaki azalma, çevre için bir iyilikti.)
- The supportive family was a boon for his emotional well-being. (Destekleyici aile, onun duygusal refahı için bir nimetti.)
- The increase in online shopping was a boon for convenience. (Online alışverişteki artış, kolaylık için bir fayda oldu.)
- The decrease in poverty was a boon for social equality. (Yoksullukta yaşanan azalma, sosyal eşitlik için bir iyilikti.)
- The increase in public parks was a boon for the community’s health and well-being. (Halka açık parkların artması, toplumun sağlık ve refahı için bir faydaydı.)
- The development of vaccines was a boon for public health during pandemics. (Aşıların geliştirilmesi, pandemiler sırasında halk sağlığı için bir nimetti.)
- The introduction of flexible work hours was a boon for work-life balance. (Esnek çalışma saatlerinin tanıtımı, iş-yaşam dengesi için bir faydaydı.)
- The supportive friends were a boon for her social life. (Destekleyici arkadaşlar, onun sosyal hayatı için bir nimetti.)
- The decrease in crime rate was a boon for community safety. (Suç oranındaki azalma, toplumun gü
Hemen Yorum Yaz