Boon İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Boon İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Boon Nedir?

Boon, Türkçe’de “nimet”, “iyilik”, “fayda” gibi anlamlara gelen bir kelime olarak kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The rainy weather was a boon for the farmers. (Yağmurlu hava, çiftçiler için bir nimetti.)
  2. The scholarship was a boon for her education. (Burs, onun eğitimi için bir faydaydı.)
  3. His new job was a boon for his financial situation. (Yeni işi, mali durumu için bir iyilikti.)
  4. The invention of the internet was a boon for communication. (İnternetin icadı, iletişim için bir nimetti.)
  5. The availability of fresh water is a boon for the villagers. (Temiz suyun bulunabilirliği, köylüler için bir faydadır.)
  6. The new law was a boon for animal welfare. (Yeni kanun, hayvan refahı için bir nimetti.)
  7. The discovery of the cure was a boon for the patients. (Tedavinin keşfi, hastalar için bir iyilikti.)
  8. His promotion was a boon for his career. (Terfi, kariyeri için bir faydaydı.)
  9. The generous donation was a boon for the charity. (Cömert bağış, yardım kurumu için bir nimetti.)
  10. The new technology was a boon for productivity. (Yeni teknoloji, verimlilik için bir faydaydı.)
  11. The peaceful resolution was a boon for international relations. (Barışçıl çözüm, uluslararası ilişkiler için bir iyilikti.)
  12. The decrease in crime rate was a boon for public safety. (Suç oranındaki azalma, halkın güvenliği için bir faydaydı.)
  13. The increase in tourism was a boon for the local economy. (Turizmdeki artış, yerel ekonomi için bir nimetti.)
  14. The availability of affordable housing was a boon for low-income families. (Uygun fiyatlı konutların bulunabilirliği, düşük gelirli aileler için bir fayda oldu.)
  15. The opportunity to study abroad was a boon for her personal growth. (Yurtdışında okuma fırsatı, kişisel gelişimi için bir nimetti.)
  16. The increase in public transportation options was a boon for the environment. (Toplu taşıma seçeneklerindeki artış, çevre için bir faydaydı.)
  17. The new park was a boon for the community’s recreation. (Yeni park, topluluğun rekreasyonu için bir iyilikti.)
  18. The introduction of renewable energy sources was a boon for sustainable development. (Yenilenebilir enerji kaynaklarının tanıtımı, sürdürülebilir kalkınma için bir faydaydı.)
  19. The decrease in air pollution was a boon for public health. (Hava kirliliğindeki azalma, halk sağlığı için bir iyilikti.)
  20. The availability of online education was a boon for access to education. (Online eğitimin bulunabilirliği, eğitime erişim için bir fayda oldu

Diğer Örnek Cümleler:

  1. The supportive community was a boon for her mental health. (Destekleyici topluluk, onun zihinsel sağlığı için bir nimetti.)
  2. The extra time off was a boon for her work-life balance. (Ekstra izin süresi, iş-yaşam dengesi için bir fayda oldu.)
  3. The efficient public transportation system was a boon for commuters. (Verimli toplu taşıma sistemi, işe gidip gelenler için bir nimetti.)
  4. The new bridge was a boon for transportation between the two cities. (Yeni köprü, iki şehir arasındaki ulaşım için bir faydaydı.)
  5. The invention of the printing press was a boon for the spread of knowledge. (Matbaanın icadı, bilginin yayılması için bir nimetti.)
  6. The legalization of same-sex marriage was a boon for LGBTQ+ rights. (Eşcinsel evliliğin yasallaştırılması, LGBTQ+ hakları için bir faydaydı.)
  7. The decrease in food waste was a boon for sustainability. (Gıda israfındaki azalma, sürdürülebilirlik için bir iyilikti.)
  8. The promotion of diversity and inclusion was a boon for workplace culture. (Çeşitlilik ve kapsayıcılığın teşviki, iş yeri kültürü için bir fayda oldu.)
  9. The increase in access to healthcare was a boon for public health. (Sağlık hizmetlerine erişimdeki artış, halk sağlığı için bir nimetti.)
  10. The invention of the wheel was a boon for transportation. (Tekerleğin icadı, ulaşım için bir faydaydı.)
  11. The decrease in deforestation was a boon for the environment. (Ormanların yok olmasındaki azalma, çevre için bir iyilikti.)
  12. The supportive family was a boon for his emotional well-being. (Destekleyici aile, onun duygusal refahı için bir nimetti.)
  13. The increase in online shopping was a boon for convenience. (Online alışverişteki artış, kolaylık için bir fayda oldu.)
  14. The decrease in poverty was a boon for social equality. (Yoksullukta yaşanan azalma, sosyal eşitlik için bir iyilikti.)
  15. The increase in public parks was a boon for the community’s health and well-being. (Halka açık parkların artması, toplumun sağlık ve refahı için bir faydaydı.)
  16. The development of vaccines was a boon for public health during pandemics. (Aşıların geliştirilmesi, pandemiler sırasında halk sağlığı için bir nimetti.)
  17. The introduction of flexible work hours was a boon for work-life balance. (Esnek çalışma saatlerinin tanıtımı, iş-yaşam dengesi için bir faydaydı.)
  18. The supportive friends were a boon for her social life. (Destekleyici arkadaşlar, onun sosyal hayatı için bir nimetti.)
  19. The decrease in crime rate was a boon for community safety. (Suç oranındaki azalma, toplumun gü

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.