Bona Fide İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bona Fide İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bona Fide Nedir?

Bona fide, Latince “iyi niyetli” anlamına gelir. İngilizce’de sıklıkla “gerçek, samimi, dürüst” anlamlarında kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. She provided bona fide evidence of her innocence. (O, masumiyetinin gerçek kanıtını sağladı.)
2. The company was a bona fide business. (Şirket gerçek bir işletmeydi.)
3. I made a bona fide attempt to meet the deadline. (Süreye yetişmek için gerçek bir çaba sarfettim.)
4. The seller claimed that the watch was a bona fide Rolex. (Satıcı, saatin gerçek bir Rolex olduğunu iddia etti.)
5. The buyer made a bona fide offer on the property. (Alıcı mülk için gerçek bir teklif yaptı.)
6. The company made a bona fide effort to improve working conditions. (Şirket, çalışma koşullarını iyileştirmek için gerçek bir çaba sarf etti.)
7. She was a bona fide expert in her field. (O, alanında gerçek bir uzmandı.)
8. The candidate provided bona fide references. (Aday gerçek referanslar sağladı.)
9. The charity was a bona fide non-profit organization. (Hayır kurumu gerçek bir kar amacı gütmeyen kuruluştu.)
10. The artist’s work was sold for a bona fide price. (Sanatçının eseri gerçek bir fiyata satıldı.)
11. The seller provided bona fide proof of ownership. (Satıcı, mülkiyetinin gerçek kanıtını sağladı.)
12. They made a bona fide effort to reconcile their differences. (Farklılıklarını uzlaştırmak için gerçek bir çaba sarf ettiler.)
13. The document was a bona fide copy of the original. (Belge, orijinalinin gerçek bir kopyasıydı.)
14. The company was a bona fide member of the industry association. (Şirket, sektör derneğinin gerçek bir üyesiydi.)
15. The witness provided bona fide testimony in court. (Tanık, mahkemede gerçek tanıklık yaptı.)
16. The company made a bona fide promise to fix the problem. (Şirket, sorunu çözmek için gerçek bir söz verdi.)
17. The employee made a bona fide mistake. (Çalışan gerçek

    bir hata yaptı.)

18. The company conducted a bona fide investigation into the incident. (Şirket, olayla ilgili gerçek bir soruşturma yaptı.)
19. The product was a bona fide original. (Ürün gerçek bir orijinaldi.)
20. The company provided bona fide training for new employees. (Şirket, yeni çalışanlar için gerçek eğitim sağladı.)