Blood İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blood İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blood (Kan)

Kan, insan ve diğer hayvanlarda dolaşan kırmızı renkli bir sıvıdır. Kan, vücuttaki dokulara oksijen ve besin maddeleri taşır ve aynı zamanda atık ürünleri taşır.

  1. I cut my finger and blood started gushing out. (Parmaklarımı kestim ve kan fışkırmaya başladı.)
  2. Blood transfusion is a life-saving procedure. (Kan transfüzyonu hayat kurtaran bir işlemdir.)
  3. He lost a lot of blood during the surgery. (Ameliyat sırasında çok kan kaybetti.)
  4. Hemoglobin is a protein found in red blood cells. (Hemoglobin, kırmızı kan hücrelerinde bulunan bir proteindir.)
  5. The blood test showed that she had high cholesterol. (Kan testi, yüksek kolesterole sahip olduğunu gösterdi.)
  6. Blood stains are hard to remove from clothes. (Kan lekeleri giysilerden çıkarmak zordur.)
  7. The vampire sucked his victim’s blood. (Vampir, kurbanının kanını emdi.)
  8. Blood is thicker than water. (Kan bağı, su bağından daha güçlüdür.)
  9. The blood vessels carry blood throughout the body. (Kan damarları, vücudun her yerine kan taşır.)
  10. The sight of blood makes some people feel faint. (Kan görüntüsü bazı insanları bayıltır.)
  11. Blood clots can be dangerous if they travel to the lungs or brain. (Kan pıhtılaşması, akciğerlere veya beyne seyahat ederse tehlikeli olabilir.)
  12. Blood types are determined by the presence of certain antigens. (Kan grupları, belirli antijenlerin varlığına göre belirlenir.)
  13. The blood-brain barrier protects the brain from harmful substances in the bloodstream. (Kan-beyin bariyeri, kan dolaşımındaki zararlı maddelerden beyini korur.)
  14. Blood is essential for life. (Kan, hayat için hayati öneme sahiptir.)
  15. The doctor ordered a blood test to check for anemia. (Doktor, anemi için kan testi istedi.)
  16. The athlete had to give a blood sample for drug testing. (Sporcu, doping testi için kan örneği vermek zorunda kaldı.)
  17. Blood pressure is

an important indicator of cardiovascular health. (Kan basıncı, kardiyovasküler sağlık için önemli bir göstergedir.)
18. Blood donation is a selfless act that can save lives. (Kan bağışı, hayat kurtarabilen özverili bir eylemdir.)

  1. The wounded soldier needed a blood transfusion to survive. (Yaralı asker, hayatta kalmak için kan transfüzyonuna ihtiyaç duydu.)
  2. The suspect left a blood trail at the crime scene. (Şüpheli, suç mahallinde kan izi bıraktı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.