Blinding Light İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blinding Light İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blinding Light Nedir?

Blinding light, gözleri geçici veya kalıcı olarak etkileyen, kör edici ışık anlamına gelir. Bu durum, parlak ışıklara veya güneş ışığına maruz kalmaktan kaynaklanabilir.

Örnek Cümleler:

1. The blinding light of the sun made it difficult to see the road ahead. (Güneşin kör edici ışığı, önündeki yolu görmeyi zorlaştırdı.)
2. She was blinded by the sudden blinding light of the headlights. (Farların aniden kör edici ışığı ile gözleri kamaştı.)
3. The flash of lightning produced a blinding light that illuminated the whole room. (Şimşek çakması, bütün odanın aydınlatan bir kör edici ışık yarattı.)
4. The car’s headlights were so bright that they caused a blinding light. (Arabanın farları o kadar parlaktı ki kör edici bir ışık yarattılar.)
5. The blinding light of the explosion temporarily blinded everyone nearby. (Patlamanın kör edici ışığı, yakındaki herkesi geçici olarak kör etti.)
6. The blinding light from the stadium’s floodlights made it hard to see the players. (Stadyumun aydınlatması kör edici ışık yarattığından oyuncuları görmek zordu.)
7. The bright headlights of the oncoming car caused a blinding light. (Karşıdan gelen aracın parlak farları kör edici bir ışık yarattı.)
8. The bright lights of the city were a blinding sight for the country girl. (Kentlerin parlak ışıkları, kırsal kesim kızı için kör edici bir manzara oluşturuyordu.)
9. The blinding light from the camera flash made her close her eyes. (Kamera flaşından gelen kör edici ışık, gözlerini kapamasına neden oldu.)
10. The sudden blinding light of the welding torch hurt my eyes. (Kaynak makinesinin aniden kör edici ışığı, gözlerimi acıttı.)
11. The blinding light of the full moon made it difficult to sleep. (Dolunayın kör edici ışığı, uyumayı zorlaştırdı.)
12. The strobe lights at the concert created a blinding light effect. (Konsertteki strobe ışıkları, kör edici bir ışık efekti yarattı.)
13. The blinding light of the neon sign was visible from a mile away. (Neon tabelanın kör edici ışığı, bir mil uzaktan bile görülebiliyordu.)
14. The headlights of the car behind me were producing a blinding light. (Benim arkamda giden arabanın farları kör edici ışık yaratıyordu.)
15. The intense blinding light of the sun was too much for my eyes to handle. (Güneşin yoğun kör edici ışığı, gözlerimin dayanabileceğinden fazlaydı

  1. The blinding light of the firework display was spectacular. (Havai fişek gösterisinin kör edici ışığı muhteşemdi.)
  2. The blinding light of the snow made it hard to see while driving. (Karın kör edici ışığı, araba kullanırken görüşü zorlaştırdı.)
  3. The intense blinding light of the sun made me reach for my sunglasses. (Güneşin yoğun kör edici ışığı, güneş gözlüğüne uzanmamı gerektirdi.)
  4. The sudden blinding light from the camera flash made me squint. (Kamera flaşının aniden yarattığı kör edici ışık, gözlerimi kısmama neden oldu.)
  5. The blinding light of the lighthouse helped guide the ships to safety. (Fenerin kör edici ışığı, gemilerin güvenli bir şekilde yol almasına yardımcı oldu.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve mavi yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.