Blaze İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blaze İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blaze

Blaze, Türkçe karşılığı “alev” olan bir İngilizce kelime. Blaze kelimesi sıklıkla ateş veya yangınla ilgili anlamlarda kullanılır.

  1. The fire blazed through the forest. (Ateş ormanı sardı.)
  2. The logs in the fireplace blazed brightly. (Şöminedeki odunlar parlak bir şekilde yandı.)
  3. The sun blazed down on the beach. (Güneş plajda parladı.)
  4. The car blazed down the highway. (Araba otoyolda hızla ilerledi.)
  5. The fireworks blazed in the night sky. (Havai fişekler gece gökyüzünde parladı.)
  6. The torch blazed in the darkness. (Mum ışığında meşale alevlendi.)
  7. The anger blazed in his eyes. (Öfke gözlerinde alevlendi.)
  8. The singer’s talent blazed on stage. (Şarkıcının yeteneği sahnede parladı.)
  9. The neon lights blazed in the city. (Neon ışıkları şehirde parlak bir şekilde yandı.)
  10. The sun blazed a path across the sky. (Güneş gökyüzünde bir yol belirledi.)
  11. The fire blazed uncontrollably. (Ateş kontrolsüz bir şekilde yayıldı.)
  12. The candle blazed for hours. (Mum saatlerce yandı.)
  13. The stars blazed in the clear night sky. (Yıldızlar açık gece gökyüzünde parlak bir şekilde göründü.)
  14. The passion blazed in their eyes. (Tutku gözlerinde alevlendi.)
  15. The speaker’s words blazed with conviction. (Konuşmacının sözleri inançla yüklüydü.)
  16. The colors of the sunset blazed across the horizon. (Günbatımının renkleri ufukta alevlendi.)
  17. The athlete blazed to victory in the race. (Sporcu yarışta zaferle ilerledi.)
  18. The engine of the plane blazed with power. (Uçağın motoru güçlü bir şekilde çalıştı.)
  19. The artist’s creativity blazed in the painting. (Sanatçının yaratıcılığı tabloda ortaya çıktı.)
  20. The fireworks blazed in celebration of the new year. (Havai fişekler yeni yılın kutlaması için ateşlendi.)

Blaze (devamı)

  1. The forest was left in ruins after the blaze. (Orman yangının ardından harap oldu.)
  2. The trail blazed through the wilderness. (Rotayı belirleyen izcilik lideri vahşi doğada iz açtı.)
  3. The passion in his music blazed a trail for others to follow. (Müziğindeki tutku, diğerleri tarafından takip edilecek bir yol açtı.)
  4. The sky blazed with the colors of the aurora. (Gökyüzü auroranın renkleriyle alev aldı.)
  5. The athlete blazed a new record in the race. (Sporcu yarışta yeni bir rekor kırdı.)
  6. The forest was ablaze with autumn colors. (Orman sonbahar renkleriyle alev aldı.)
  7. The car’s headlights blazed through the darkness. (Arabanın farları karanlığı aydınlattı.)
  8. The fire blazed in the fireplace, warming the room. (Şöminedeki ateş odayı ısıttı.)
  9. The singer’s voice blazed through the concert hall. (Şarkıcının sesi konser salonunda yankılandı.)
  10. The passion in his eyes blazed with intensity. (Gözlerindeki tutku yoğun bir şekilde hissedildi.)

Blaze kelimesi ateş, yangın, güneş, ışık, tutku, hız, rekor, başarı gibi birçok anlamda kullanılabilir. Cümle içinde kullanıldığı anlama göre Türkçe karşılığı farklı olabilir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.