Blatant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Blatant Nedir?
Blatant, açıkça belirgin olan, utanmazca yapılan ya da gösterilen anlamlarında kullanılan bir sıfattır.
Örnek Cümleler:
- His blatant lies caused a lot of trouble. (Açık yalanları birçok soruna neden oldu.)
- She showed a blatant disregard for the rules. (Kurallara karşı açıkça kayıtsızdı.)
- The company’s blatant disregard for safety regulations led to the accident. (Şirketin güvenlik düzenlemelerine açıkça uymaması kaza ile sonuçlandı.)
- He made a blatant attempt to cheat on the exam. (Sınavda kopya çekmek için açıkça bir girişimde bulundu.)
- The politician’s blatant corruption was exposed by the media. (Politikacının açık yolsuzluğu medya tarafından ortaya çıkarıldı.)
- The teacher’s blatant favoritism towards certain students was unfair. (Öğretmenin belirli öğrencilere açıkça kayırması haksızdı.)
- The athlete’s blatant use of performance-enhancing drugs resulted in a ban. (Sporcu, performans arttırıcı ilaçları açıkça kullanması nedeniyle yasaklandı.)
- Her blatant flirting with her boss made her colleagues uncomfortable. (Patronuyla açıkça flört etmesi meslektaşlarını rahatsız etti.)
- The company’s blatant discrimination against minorities led to a lawsuit. (Şirketin azınlıklara karşı açıkça ayrımcılık yapması bir dava ile sonuçlandı.)
- He showed a blatant disregard for the environment by littering. (Çöp atarak çevreye karşı açıkça kayıtsız kaldı.)
- The student’s blatant disrespect for the teacher led to a suspension. (Öğretmene karşı açıkça saygısızlık göstermesi uzaklaştırma ile sonuçlandı.)
- The company’s blatant overcharging of customers led to a loss of business. (Müşterilere açıkça fahiş fiyatlar uygulamaları iş kaybına neden oldu.)
- His blatant disregard for traffic laws resulted in a car accident. (Trafik kurallarına açıkça uymaması bir araba kazasına yol açtı.)
- The company’s blatant nepotism was criticized by the employees. (Şirketin açıkça kayırmacılığı çalışanlar tarafından eleştirildi.)
- The politician’s blatant racism caused outrage among the public. (Politikacının açık ırkçılığı halk arasında öfkeye neden oldu.)
- The employee’s blatant insubordination resulted in a termination. (Çalışanın açıkça itaatsizliği işten çıkarılmasına yol açtı.)
- The manager’s blatant abuse of power was reported to HR. (Yöneticinin açıkça güç kötüye kullanımı İK’ya bildirildi.)
- The company’s blatant disregard for customer complaints led to a drop in sales. (
Müşteri şikayetlerine açıkça kayıtsız kalmaları satışların düşmesine neden oldu.)
19. His blatant use of profanity in public was offensive to many. (Açıkça küfür etmesi birçok kişi için rahatsız ediciydi.)
- The company’s blatant violation of labor laws resulted in a lawsuit. (Şirketin iş yasalarına açıkça uymaması bir dava ile sonuçlandı.)
Hemen Yorum Yaz