Blanket İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blanket İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blanket (Örtü)

Blanket, soğuk havalarda ısınmak veya yatakta sıcak tutmak için kullanılan kalın bir örtüdür.

1. I always sleep with a cozy blanket. (Her zaman rahat bir battaniye ile uyurum.)
2. The baby is wrapped in a warm blanket. (Bebek sıcak bir örtü ile sarılmış.)
3. She cuddled under the blanket and watched a movie. (Filmin altında kıvrıldı ve film izledi.)
4. The blanket was made of soft wool. (Battaniye yumuşak yünden yapılmıştı.)
5. He threw the blanket over his shoulders and went outside. (Omuzlarına battaniye atıp dışarı çıktı.)
6. The blanket kept me warm all night. (Battaniye tüm gece beni sıcak tuttu.)
7. She folded the blanket neatly and put it away. (Battaniyeyi düzgünce katladı ve kaldırdı.)
8. The blanket was so heavy that it was hard to move. (Battaniye çok ağırdı, hareket etmek zordu.)
9. She spread the blanket on the grass and sat down to have a picnic. (Örtüyü çimlerin üzerine serip piknik yapmak için oturdu.)
10. The blanket had a beautiful pattern of flowers. (Battaniyenin üzerinde güzel çiçek desenleri vardı.)
11. The blanket smelled like fresh laundry. (Battaniye temiz çamaşır gibi kokuyordu.)
12. He used the blanket as a makeshift tent on his camping trip. (Kamp yaparken battaniyeyi geçici bir çadır olarak kullandı.)
13. She draped the blanket over her legs to keep them warm. (Bacaklarını sıcak tutmak için örtüyü bacaklarına örttü.)
14. The blanket was too small to cover both of them. (Battaniye her ikisini birden örtmek için çok küçüktü.)
15. He wrapped the blanket around himself like a cocoon. (Kozalak gibi battaniyeyle kendini sardı.)
16. She used the blanket as a tablecloth for the picnic. (Piknikte örtüyü bir masa örtüsü olarak kullandı.)
17. The blanket was so fluffy that it felt like a cloud. (Battaniye çok kabarık olduğu için bulut gibi hissettiriyordu.)
18. She shook the blanket to get rid of the dust. (Battaniyeyi tozdan kurtulmak için salladı.)
19. The blanket had a hole in it from years of use. (Battaniyenin bir deliği yılların kullanımından dolayı vardı.)
20. He wrapped the blanket tightly around himself and tried to fall asleep. (Kendini sıkıca battaniyeye sardı ve uyumaya çalıştı.)

21. She draped the blanket over the back of the couch as a decoration. (Koltuğun arkasına örtüyü bir dekorasyon olarak örttü.)
22. The blanket was made of recycled materials to reduce waste. (Battaniye, atık azaltmak için geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılmıştı.)
23. He felt comforted by the familiar smell of his childhood blanket. (Çocukluk battaniyesinin tanıdık kokusu onu rahatlattı.)
24. She used the blanket to cover the picnic basket and keep the food warm. (Yiyecekleri sıcak tutmak için piknik sepetinin üzerini örtü ile kapladı.)
25. The blanket was too scratchy and uncomfortable to sleep with. (Battaniye çok sertti ve uyumak için rahatsız ediciydi.)
26. She accidentally spilled coffee on the blanket, leaving a stain. (Kahve battaniyeye döküldü ve leke bıraktı.)
27. He wrapped the blanket around his shoulders and walked along the beach. (Omuzlarına battaniye sardı ve plajda yürüdü.)
28. The blanket was made of synthetic fibers that made it hypoallergenic. (Battaniye, alerji yapmayan sentetik liflerden yapılmıştı.)
29. She put the blanket in the dryer to fluff it up after washing it. (Battaniyeyi yıkadıktan sonra, onu daha kabarık hale getirmek için kurutucuya attı.)
30. The blanket was so big that it could cover the entire bed. (Battaniye çok büyüktü ve tüm yatağı kaplayabilirdi.)