Blandishment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blandishment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blandishment Nedir?

Blandishment, başkalarını hoşnut etmek veya etkilemek amacıyla kullanılan hoş söz veya davranışlara denir. Flört veya manipülasyon gibi amaçlarla kullanılabilir.

Blandishment İle İlgili Örnek Cümleler:

  1. She used blandishments to convince her boss to give her a raise. (Patronunu maaşına zam yapması için kandırmaca yoluyla ikna etmek için blandishments kullandı.)
  2. The politician’s blandishments were seen as insincere by many voters. (Politikacının hoşnutsuzluğu, birçok seçmen tarafından samimiyetsiz olarak görüldü.)
  3. He tried to win her heart with blandishments, but she saw right through him. (Onu blandishmentlarla kazanmaya çalıştı, ama onun gerçeği gördü.)
  4. The salesman’s blandishments didn’t work on the savvy customer. (Satıcının blandishmentsı, deneyimli müşteride işe yaramadı.)
  5. She used blandishments to get her way with her parents. (Ebeveynleriyle yoluna girmek için blandishments kullandı.)
  6. His blandishments were thinly veiled attempts at manipulation. (Onun blandishmentları, ince örtülü manipülasyon girişimleri idi.)
  7. The CEO was not swayed by the blandishments of the job applicant. (CEO, iş başvurusunun blandishmentsından etkilenmedi.)
  8. She employed a range of blandishments to win the affection of her crush. (Onun çılgınlığı kazanmak için bir dizi blandishment kullandı.)
  9. The diplomat’s blandishments helped to smooth over a difficult negotiation. (Diplomatın blandishments, zor bir müzakerenin üstesinden gelmeye yardımcı oldu.)
  10. He used blandishments to get out of trouble with his girlfriend. (Kız arkadaşıyla sorun yaşamaması için blandishmentlar kullandı.)
  11. The child used blandishments to get his mother to buy him candy. (Çocuk, annesini ona şeker alması için blandishments kullanarak kandırdı.)
  12. The professor was unimpressed by the student’s blandishments. (Profesör, öğrencinin blandishmentlarından etkilenmedi.)
  13. She tried to win him over with blandishments, but he was immune to her charms. (Onu blandishmentsla kazanmaya çalıştı, ama onun büyüsüne karşı bağışıklıktı.)
  14. The politician’s blandishments were met with skepticism by the public. (Politikacının blandishmentları, halk tarafından şüpheyle karşılandı.)
  15. He employed blandishments to convince his friend to go to the party with him. (Arkadaşını partide onunla gitmeye ikna etmek için blandishments kullandı.)
  16. The hostess’s blandishments made her guests feel welcome and appreciated. (Evin sahibinin blandishments, misafirlerini hoş geldiniz hissettirdi ve takdir edildi.)
  17. He used blandishments to distract from his lack of experience in the job interview. (İş gör
  1. The student tried to use blandishments to get a better grade, but the teacher saw through the ploy. (Öğrenci, daha iyi bir not almak için blandishments kullanmaya çalıştı, ancak öğretmen oyunu çözdü.)
  2. The businessman’s blandishments were successful in winning over his potential client. (İşadamının blandishmentları, potansiyel müşterisini kazanmak için başarılı oldu.)
  3. She used blandishments to get her way in the office, but her colleagues soon caught on to her tactics. (Ofiste işleri yoluna sokmak için blandishments kullandı, ancak meslektaşları kısa sürede taktiklerini fark etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.