Bent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bent (eğik, kıvrılmış, bükülmüş, çarpık)

Bent kelimesi genellikle eğik, kıvrılmış, bükülmüş veya çarpık anlamlarında kullanılır.

  1. She has a bent back from years of working at a desk. (Masada yıllarca çalışmaktan dolayı eğri bir sırtı var.)
  2. The road was so bent that it was hard to see what was coming ahead. (Yol o kadar virajlıydı ki önümüzde ne olduğunu görmek zordu.)
  3. He bent his knee to propose to his girlfriend. (Kız arkadaşına evlenme teklifinde bulunmak için dizini eğdi.)
  4. The wire is bent out of shape and needs to be fixed. (Tel şekli bozuldu ve tamir edilmeli.)
  5. She bent the rules a little to help her friend. (Arkadaşına yardım etmek için kurallara biraz uymadı.)
  6. The tree was bent over by the strong winds. (Güçlü rüzgarlar nedeniyle ağaç eğilmişti.)
  7. He bent down to pick up the coin. (Sikkeyi almak için eğildi.)
  8. The old man had a bent for collecting stamps. (Yaşlı adam pullar toplama konusunda bir hobiye sahipti.)
  9. The spoon was bent out of shape when it fell on the floor. (Kaşık yerde düştüğünde şekli bozuldu.)
  10. He had a bent for mathematics and excelled in the subject. (Matematiğe yatkınlığı vardı ve konuda başarılı oldu.)
  11. The building was leaning slightly to one side, as if it was bent. (Bina bir tarafa hafifçe eğilmişti, sanki bükülmüş gibi.)
  12. She had a bent for languages and could speak four fluently. (Dillerle ilgili bir yeteneği vardı ve dört dilde akıcı bir şekilde konuşabiliyordu.)
  13. The hiker’s walking stick was bent from overuse. (Dağcının bastonu çok kullanıldığı için eğilmişti.)
  14. He bent the metal bar using a pair of pliers. (Keski yardımıyla metal çubuğu büküldü.)
  15. The artist bent the wire into the shape of a human figure. (Sanatçı teli insan figürü şeklinde büküldü.)
  16. She had a bent for music and played several instruments. (Müzikle ilgili bir yeteneği vardı ve birkaç enstrüman çalabiliyordu.)
  17. The branch was bent low with the weight of the fruit. (Dal meyve ağırlığı ile düşük eğilmişti.)
  18. He bent over backwards to help his friend in need. (İhtiyaç duyan arkadaşına yardım etmek için elinden gelen her şeyi yaptı.)
  19. The hanger was bent, so the shirt wouldn’t hang straight. (Askı eğildiği için gömlek düzgün asılm
  1. The road was so bent that it took twice as long to get to the destination. (Yol o kadar kıvrımlıydı ki varış noktasına gitmek iki kat daha uzun sürdü.)

Bu cümlelerde “bent” kelimesi eğik, kıvrılmış, bükülmüş veya çarpık anlamlarında kullanılmıştır. Örneğin, “She has a bent back from years of working at a desk” cümlesinde “bent” kelimesi “eğri” anlamında kullanılmıştır. “He bent his knee to propose to his girlfriend” cümlesinde ise “bent” kelimesi “eğmek, bükülmek” anlamında kullanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.