Bellow İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bellow İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bellow

Türkçe Anlamı: Yüksek sesle bağırmak, haykırmak

  1. He bellowed at the top of his lungs when he won the lottery. (O, piyangoyu kazandığında sesinin en üst seviyesinden bağırdı.)
  2. The coach bellowed at the players to run faster. (Antrenör oyunculara daha hızlı koşmaları için bağırdı.)
  3. The angry customer bellowed at the cashier for not giving him a refund. (Öfkeli müşteri, ona geri ödeme yapmaması nedeniyle kasaya bağırdı.)
  4. The lion bellowed loudly in the jungle. (Aslan ormanda yüksek sesle bağırdı.)
  5. The teacher bellowed at the students to be quiet. (Öğretmen öğrencilerin sessiz olmaları için bağırdı.)
  6. The politician bellowed his speech to the crowd. (Politikacı konuşmasını kalabalığa yüksek sesle bağırdı.)
  7. The referee bellowed his decision to the players on the field. (Hakem sahadaki oyunculara kararını yüksek sesle bağırdı.)
  8. The boss bellowed at his employees for not meeting the deadline. (Patron, işe yetişmeyen çalışanlarına bağırdı.)
  9. The opera singer bellowed the high notes. (Opera şarkıcısı yüksek notaları yüksek sesle söyledi.)
  10. The drill sergeant bellowed orders at the recruits. (Eğitmen askerlere emirlerini yüksek sesle bağırdı.)
  11. The parent bellowed at their child for misbehaving. (Ebeveyn, çocuğunun kötü davranışları için bağırdı.)
  12. The construction worker bellowed instructions to his coworkers. (İnşaat işçisi, mesai arkadaşlarına yönergeleri yüksek sesle bağırdı.)
  13. The boss bellowed in frustration when the computer crashed. (Patron, bilgisayar çöktüğünde hayal kırıklığına uğrayarak bağırdı.)
  14. The football coach bellowed at the team during halftime. (Futbol antrenörü, devre arasında takıma bağırdı.)
  15. The singer bellowed the final note of the song. (Şarkıcı, şarkının son notasını yüksek sesle söyledi.)
  16. The drill instructor bellowed at the cadets to drop and give him 50 pushups. (Eğitmen kadetlere yere yatıp 50 şınav çekmeleri için bağırdı.)
  17. The auctioneer bellowed out the bids. (Müzayede yöneticisi, teklifleri yüksek sesle söyledi.)
  18. The angry driver bellowed at the car in front of him for cutting him off. (Kızgın sürücü önündeki arabaya yol kesmesi nedeniyle bağırdı.)
  19. The coach bellowed encouragement to his team during the game. (Antrenör, maç sırasında takımına teş

vik vererek bağırdı.)
20. The horse bellowed in pain when it was injured. (At yaralandığında acı içinde bağırdı.)

Türkçe Örnek Cümleler:

  1. Kazandığında adamın bağırması tüm mahalleye duyuldu.
  2. Antrenör oyunculara daha hızlı koşmaları için bağırdı.
  3. Öfkeli müşteri, geri ödeme yapmaması nedeniyle kasaya bağırdı.
  4. Aslan ormanda yüksek sesle bağırdı.
  5. Öğretmen öğrencilerin sessiz olmaları için bağırdı.
  6. Politikacı konuşmasını kalabalığa yüksek sesle bağırdı.
  7. Hakem sahadaki oyunculara kararını yüksek sesle bağırdı.
  8. Patron, işe yetişmeyen çalışanlarına bağırdı.
  9. Opera şarkıcısı yüksek notaları yüksek sesle söyledi.
  10. Eğitmen askerlere emirlerini yüksek sesle bağırdı.
  11. Ebeveyn, çocuğunun kötü davranışları için bağırdı.
  12. İnşaat işçisi, mesai arkadaşlarına yönergeleri yüksek sesle bağırdı.
  13. Patron, bilgisayar çöktüğünde hayal kırıklığına uğrayarak bağırdı.
  14. Futbol antrenörü, devre arasında takıma bağırdı.
  15. Şarkıcı, şarkının son notasını yüksek sesle söyledi.
  16. Eğitmen kadetlere yere yatıp 50 şınav çekmeleri için bağırdı.
  17. Müzayede yöneticisi, teklifleri yüksek sesle söyledi.
  18. Kızgın sürücü önündeki arabaya yol kesmesi nedeniyle bağırdı.
  19. Antrenör, maç sırasında takımına teşvik vererek bağırdı.
  20. At yaralandığında acı içinde bağırdı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.