Befuddled İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Befuddled Kelimesinin Anlamı:
Befuddled, kafası karışık, şaşkın veya afallamış bir durumda olmak anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- I was completely befuddled by the complicated instructions. (Karmaşık talimatlar beni tamamen şaşırttı.)
- He looked befuddled after the long day of work. (Uzun bir çalışma gününden sonra, o şaşkın görünüyordu.)
- The math problem had her completely befuddled. (Matematik sorunu onu tamamen kafası karışık hale getirdi.)
- I was befuddled by the sudden change in plans. (Planlardaki ani değişiklik beni afallattı.)
- The foreign language left me befuddled. (Yabancı dil beni kafam karışık bıraktı.)
- She was befuddled by the conflicting information she received. (Aldığı çelişkili bilgiler onu şaşırttı.)
- I felt befuddled after the long flight. (Uzun uçuştan sonra, kendimi kafası karışık hissettim.)
- The complicated technology had him befuddled. (Karmaşık teknoloji onu şaşırttı.)
- The sudden turn of events left her befuddled. (Olayların ani gelişimi onu şaşırttı.)
- He was befuddled by the unexpected question. (Beklenmedik soru onu şaşırttı.)
- The teacher was befuddled by the student’s unexpected answer. (Öğretmen, öğrencinin beklenmedik cevabıyla şaşkına döndü.)
- The confusing map left us befuddled. (Karışık harita bizi şaşırttı.)
- The complex instructions had him befuddled. (Karmaşık talimatlar onu şaşırttı.)
- The befuddled expression on his face showed his confusion. (Yüzündeki şaşkın ifade, kafasının karışıklığını gösteriyordu.)
- She was befuddled by the many choices. (Çok sayıda seçenek onu şaşırttı.)
- The unfamiliar surroundings had him befuddled. (Yabancı çevre, onu şaşırtmıştı.)
- The difficult puzzle left her befuddled. (Zorlu bulmaca, onu şaşırttı.)
- The unexpected news had the whole family befuddled. (Beklenmedik haber tüm aileyi şaşırttı.)
- He was befuddled by the conflicting emotions he felt. (Hisssettikleri çelişkili duygular onu şaşırttı.)
Hemen Yorum Yaz