Bedridden İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bedridden İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bedridden Nedir?

“Bedridden” kelimesi, Türkçede “yatakta yatan” veya “yatağa bağımlı” anlamlarına gelir. Bu kelime genellikle uzun süreli bir hastalık veya yaralanma sonucu hareket edemeyen kişileri tanımlamak için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. She has been bedridden for weeks after her surgery.

    (Türkçe Anlamı: Ameliyatından sonra haftalardır yatağa bağımlı kaldı.)

  2. The bedridden patient requires constant care and attention.

    (Türkçe Anlamı: Yatağa bağımlı hasta sürekli bakım ve ilgi gerektirir.)

  3. The elderly man has been bedridden for years due to his condition.

    (Türkçe Anlamı: Yaşlı adam koşulları nedeniyle yıllardır yatağa bağımlı kalmıştır.)

  4. The doctor recommended bed rest for the bedridden patient.

    (Türkçe Anlamı: Doktor, yatağa bağımlı hastaya yatak istirahati önerdi.)

  5. She became bedridden after a car accident left her paralyzed.

    (Türkçe Anlamı: Bir araba kazası onu felç bıraktıktan sonra yatağa bağımlı hale geldi.)

  6. The family hired a nurse to care for their bedridden grandmother.

    (Türkçe Anlamı: Aile, yatağa bağımlı büyükannelerine bakması için bir hemşire tuttu.)

  7. He felt frustrated and helpless being bedridden for so long.

    (Türkçe Anlamı: Uzun süre yatağa bağımlı kalmak onun için hayal kırıklığı ve çaresizlik yarattı.)

  8. The bedridden patient needs to be turned and repositioned every few hours to prevent bedsores.

    (Türkçe Anlamı: Yatağa bağımlı hasta, bası yaralarını önlemek için her birkaç saatte bir döndürülmeli ve pozisyonu değiştirilmelidir.)

  9. The bedridden woman was grateful for her family’s support during her illness.

    (Türkçe Anlamı: Yatağa bağımlı kadın, hastalığı sırasında ailesinin desteği için minnettardı.)

  10. The bedridden man was unable to attend his son’s graduation ceremony

    due to his condition.

    (Türkçe Anlamı: Durumundan dolayı yatağa bağımlı adam, oğlunun mezuniyet törenine katılamadı.)

  11. The nurse checked the bedridden patient’s vital signs regularly.

    (Türkçe Anlamı: Hemşire, yatağa bağımlı hastanın hayati belirtilerini düzenli olarak kontrol etti.)

  12. The bedridden woman spent most of her time reading books and watching movies.

    (Türkçe Anlamı: Yatağa bağımlı kadın, zamanının çoğunu kitap okuyarak ve film izleyerek geçirdi.)

  13. The bedridden patient’s family installed a lift system to make it easier to move him from the bed to a wheelchair.

    (Türkçe Anlamı: Yatağa bağımlı hastanın ailesi, onu yataktan tekerlekli sandalyeye taşımak için bir asansör sistemi kurdular.)

  14. The bedridden man was happy to have visitors to keep him company.

    (Türkçe Anlamı: Yatağa bağımlı adam, kendisine arkadaşlık etmek için ziyaretçilerin olmasından mutlu oldu.)

  15. The bedridden patient’s muscles began to weaken due to lack of movement.

    (Türkçe Anlamı: Yatağa bağımlı hastanın kasları hareketsizlik nedeniyle zayıflamaya başladı.)

  16. The bedridden woman’s bed was equipped with an adjustable backrest for her comfort.

    (Türkçe Anlamı: Yatağa bağımlı kadının yatağı, konforu için ayarlanabilir sırtlıkla donatılmıştı.)

  17. The bedridden patient’s family provided him with books and puzzles to keep his mind active.

    (Türkçe Anlamı: Yatağa bağımlı hastanın ailesi, zihnini aktif tutmak için ona kitaplar ve bulmacalar sağladı.)

  18. The bedridden man’s health gradually deteriorated due to lack of physical activity.

    (Türkçe Anlamı: Fiziksel aktivite eksikliği nedeniyle yavaş yavaş sağlığı bozulan yatağa bağımlı adam.)

  19. The nurse used pillows to prop up the bedridden patient’s legs and prevent swelling.

    (Türkçe Anlamı: Hemşire, yatağa bağımlı hastanın bacaklarını desteklemek ve şişmeyi önlemek için yastıklar kullandı.)