Become Reconciled To İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Become Reconciled To İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Become Reconciled To Nedir?

Become Reconciled To, bir durum, olay veya kişiyle barışmak anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. I had to become reconciled to the fact that I wouldn’t be able to go on vacation this year. (Bu yıl tatil yapamayacağım gerçeğiyle barışmam gerektiğini anladım.)
2. It took her a long time to become reconciled to the death of her husband. (Kocasının ölümüne uzun bir süre barışmak zorunda kaldı.)
3. He had to become reconciled to the idea of working on weekends. (Hafta sonları çalışma fikrine alışması gerekiyordu.)
4. They became reconciled to each other after a long argument. (Uzun bir tartışmadan sonra birbirleriyle barıştılar.)
5. It’s important to become reconciled to your past mistakes and move on. (Geçmiş hatalarınıza barışmak ve ileriye gitmek önemlidir.)
6. She finally became reconciled to the fact that she wasn’t going to get the job. (Sonunda işi alamayacağı gerçeğiyle barıştı.)
7. It can be difficult to become reconciled to changes in your life. (Hayatınızdaki değişikliklere barışmak zor olabilir.)
8. I had to become reconciled to the fact that my favorite TV show was cancelled. (En sevdiğim TV programının iptal edildiği gerçeğiyle barışmam gerekiyordu.)
9. She became reconciled to the idea of moving to a new city. (Yeni bir şehre taşınma fikrine alıştı.)
10. He struggled to become reconciled to the loss of his pet. (Evcil hayvanının kaybına barışmakta zorlandı.)
11. It’s important to become reconciled to the fact that not everyone will like you. (Herkesin sizi sevmeyeceği gerçeğiyle barışmak önemlidir.)
12. After a long period of anger, he finally became reconciled to his brother. (Uzun bir öfke döneminden sonra, kardeşiyle barıştı.)
13. She had to become reconciled to the fact that her children were growing up and becoming more independent. (Çocuklarının büyüdüğü ve daha bağı

mlı hale geldikleri gerçeğiyle barışması gerekiyordu.)
14. It can take time to become reconciled to a new job or workplace. (Yeni bir iş veya iş yeriyle barışmak zaman alabilir.)

15. He became reconciled to the idea of retirement after many years of working. (Çok yıllık çalışmanın ardından emekli olma fikrine alıştı.)
16. She had to become reconciled to the end of a long-term relationship. (Uzun süreli bir ilişkinin sona ermesiyle barışmak zorundaydı.)
17. It’s important to become reconciled to the fact that life is not always fair. (Hayatın her zaman adil olmadığı gerçeğiyle barışmak önemlidir.)
18. He struggled to become reconciled to the idea of his children leaving home for college. (Çocuklarının üniversite için evden ayrılma fikrine barışmakta zorlandı.)
19. She became reconciled to the fact that her dream of becoming a professional dancer was not going to happen. (Profesyonel bir dansçı olma hayalinin gerçekleşmeyeceği gerçeğiyle barıştı.)
20. It can be hard to become reconciled to the loss of a loved one. (Sevilen birinin kaybına barışmak zor olabilir.)