Become Established İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Become Established İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Become Established:

Anlamı: Kökleşmek, kurulmak, yerleşmek, kabul görmek

1. Becoming established as a successful entrepreneur takes hard work and dedication. (Başarılı bir girişimci olarak yerleşmek, çalışma ve özveri gerektirir.)
2. The new restaurant has quickly become established as a popular spot for locals. (Yerli halk için popüler bir yer olarak hızla yerleşti.)
3. It takes time for a new business to become established in a competitive market. (Rekabetçi bir piyasada yeni bir işin kökleşmesi zaman alır.)
4. The company’s reputation has become established over many years of providing high-quality products. (Yüksek kaliteli ürünler sağlama yılları boyunca şirketin itibarı yerleşti.)
5. It’s important for a company to become established in their industry before expanding to new markets. (Yeni pazarlara genişlemeden önce şirketin sektöründe kökleşmesi önemlidir.)
6. The young musician hopes to become established in the music industry with the release of her first album. (İlk albümünün çıkışıyla müzik endüstrisinde kökleşmeyi uman genç müzisyen.)
7. The artist’s unique style has helped her become established as a respected figure in the art world. (Sanatçının benzersiz tarzı, sanat dünyasında saygın bir figür olarak yerleşmesine yardımcı oldu.)
8. The small town has become established as a popular tourist destination in recent years. (Son yıllarda küçük kasaba popüler bir turistik yer olarak yerleşti.)
9. The company’s commitment to customer satisfaction has helped it become established as a trustworthy brand. (Müşteri memnuniyetine bağlılığı, güvenilir bir marka olarak yerleşmesine yardımcı oldu.)
10. The young writer’s first novel helped her become established as a promising talent in the literary world. (Genç yazarın ilk romanı, edebi dünyada umut verici bir yetenek olarak yerleşmesine yardımcı oldu.)
11. The company’s innovative products have helped it become established as a leader in the technology industry. (Yenilikçi ürünleri, teknoloji endüstrisinde lider olarak yerleşmesine yardımcı oldu.)
12. The school’s commitment to academic excellence has helped it become established as a top-ranked institution. (Akademik mükemmeliyete bağlılığı, üst düzey bir kurum

13. The company’s expansion into new markets has helped it become established as a global brand. (Yeni pazarlara genişlemesi, küresel bir marka olarak yerleşmesine yardımcı oldu.)
14. The athlete’s consistent performance has helped him become established as one of the top players in the league. (Sürekli performansı, ligin en iyi oyuncularından biri olarak yerleşmesine yardımcı oldu.)
15. The nonprofit organization’s dedication to its mission has helped it become established as a reputable charity. (Misyonuna olan bağlılığı, saygın bir hayır kurumu olarak yerleşmesine yardımcı oldu.)
16. The company’s investment in employee development has helped it become established as a desirable place to work. (Çalışan gelişimine yaptığı yatırım, işyeri olarak tercih edilen bir yer olarak yerleşmesine yardımcı oldu.)
17. The startup’s innovative approach has helped it become established as a disruptor in the industry. (Yenilikçi yaklaşımı, endüstride bir kargaşa yaratan bir firma olarak yerleşmesine yardımcı oldu.)
18. The organization’s commitment to social responsibility has helped it become established as a leader in corporate citizenship. (Sosyal sorumluluğa bağlılığı, kurumsal vatandaşlıkta lider bir konuma yerleşmesine yardımcı oldu.)
19. The restaurant’s dedication to high-quality ingredients has helped it become established as a go-to spot for foodies. (Yüksek kaliteli malzemelere olan bağlılığı, yiyecek tutkunları için gidilecek bir yer olarak yerleşmesine yardımcı oldu.)
20. The company’s partnership with other industry leaders has helped it become established as a key player in the market. (Diğer endüstri liderleriyle ortaklığı, piyasada önemli bir oyuncu olarak yerleşmesine yardımcı oldu.)