Beatify İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Beatify İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Definition:

Beautify: to make something more beautiful or attractive

Examples:

  1. She decided to beautify her garden with colorful flowers. (Bahçesini renkli çiçeklerle süslemeye karar verdi.)
  2. The interior designer was hired to beautify the office space. (İç mimar ofis alanını güzelleştirmek için işe alındı.)
  3. The makeup artist was able to beautify the model’s face with stunning makeup. (Makyaj sanatçısı, modele muhteşem bir makyaj yaparak yüzünü güzelleştirdi.)
  4. The city council launched a project to beautify the downtown area. (Belediye meclisi, şehir merkezini güzelleştirmek için bir proje başlattı.)
  5. The art gallery owner decided to beautify the walls with new paintings. (Sanat galerisi sahibi, duvarları yeni tablolarla güzelleştirmeye karar verdi.)
  6. She spent hours beautifying her hair for the special occasion. (Özel bir gün için saçını güzelleştirmek için saatler harcadı.)
  7. The architect suggested adding some greenery to beautify the building’s exterior. (Mimar, binanın dışını güzelleştirmek için yeşillik eklemeyi önerdi.)
  8. The wedding planner hired a decorator to beautify the reception hall. (Düğün planlayıcısı, resepsiyon salonunu güzelleştirmek için bir dekoratör tuttu.)
  9. The artist worked hard to beautify the mural on the side of the building. (Sanatçı, binanın yanındaki duvar resmini güzelleştirmek için çok çalıştı.)
  10. She used a variety of makeup products to beautify her appearance. (Görünümünü güzelleştirmek için çeşitli makyaj ürünleri kullandı.)
  11. The landscape designer was hired to beautify the backyard with a new garden. (Peyzaj tasarımcısı, yeni bir bahçe ile arka bahçeyi güzelleştirmek için işe alındı.)
  12. The bride’s mother helped beautify the wedding venue with floral arrangements. (Gelinin annesi, çiçek düzenlemeleriyle düğün mekanını güzelleştirmeye yardımcı oldu.)
  13. The city planted trees and flowers to beautify the park. (Belediye, parkı güzelleştirmek için ağaçlar ve çiçekler dikti.)
  14. She bought new furniture to beautify her living room. (Oturma odasını güzelleştirmek için yeni mobilyalar satın aldı.)
  15. The makeup artist used contouring to beautify the client’s face. (Makyaj sanatçısı, müşterinin yüzünü güzelleştirmek için kontürleme tekniğini kullandı.)
  16. The city installed new streetlights to beautify the downtown area at night. (Belediye, gece şehir merkezini güzelleştirmek için yeni sokak lambaları yerleştirdi.)
  17. The wedding planner hired a lighting specialist to beautify the

reception hall with unique lighting arrangements. (Düğün planlayıcısı, özel aydınlatma düzenlemeleriyle resepsiyon salonunu güzelleştirmek için bir aydınlatma uzmanı tuttu.)
18. The artist used bright colors to beautify the painting and make it more eye-catching. (Sanatçı, tabloyu güzelleştirmek ve daha çekici hale getirmek için canlı renkler kullandı.)

  1. The designer added decorative elements to the dress to beautify it for the fashion show. (Tasarımcı, moda şovu için elbiseyi güzelleştirmek için dekoratif unsurlar ekledi.)
  2. The city organized a cleanup event to beautify the streets and public spaces. (Belediye, sokakları ve halka açık alanları güzelleştirmek için bir temizlik etkinliği düzenledi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.