Banishment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Banishment
Banishment, bir kişinin bir yerden veya topluluktan zorla uzaklaştırılması veya sürgün edilmesi anlamına gelir.
-
She was subjected to banishment from her hometown for speaking out against the government.
(Topluğundan, hükümete karşı konuştuğu için zorla uzaklaştırıldı.) -
The king decided on the banishment of the traitor.
(Kral ihanetçinin sürgün edilmesine karar verdi.) -
His misbehavior resulted in his banishment from the school.
(Davranışlarındaki yanlışlık okuldan uzaklaştırılmasına sebep oldu.) -
The tribe’s law included banishment as a form of punishment.
(Kabile kanunları arasında ceza şekli olarak sürgün yer almaktaydı.) -
The soldier was threatened with banishment for disobeying orders.
(Komutlara uymaması nedeniyle asker sürgünle tehdit edildi.) -
Banishment was the only option left for the convicted criminal.
(Suçlu için sürgün tek seçenekti.) -
The banishment of the magician from the kingdom caused a great uproar.
(Büyücünün krallıktan sürgün edilmesi büyük bir gürültüye sebep oldu.) -
The prince faced banishment from the royal family for marrying a commoner.
(Prens, bir sıradan insanla evlendiği için kraliyet ailesinden sürgün edilme tehlikesiyle karşı karşıyaydı.) -
Banishment was seen as a harsh punishment by the villagers.
(Sürgün, köylüler tarafından sert bir ceza olarak görülmekteydi.) -
The thief’s banishment from the city was a relief for the residents.
(Hırsızın şehirden sürgün edilmesi, sakinler için bir rahatlama oldu.) -
Banishment was a common practice in ancient times.
(Sürgün, antik çağlarda yaygın bir uygulamaydı.) -
The banishment of the princess was a shock to the kingdom.
(Prensesin sürgün edilmesi, krallık için bir şok oldu.) -
The banishment of the artist led to a decline in the cultural scene of the city.
(Sanatçının sürgün edilmesi, şehrin kültürel sahnesinde bir düşüşe neden oldu.) -
The law allows for banishment as a form of punishment for certain crimes.
(Kanun, belirli suçlar için ceza olarak sürgün yapılmasına izin vermektedir.) -
The soldier’s banishment from the army was a blow to his pride.
(Askerin ordu tarafından sürgün edilmesi, onun gururuna bir darbe oldu.) -
Banishment was often used as a political tool in the past.
(Sürgün, geçmişte sıkça bir siyasi araç olarak kullanılmaktaydı.) -
The banishment of the family was a tragic consequence of the war.
(Ailenin sürgün
edilmesi, savaşın trajik bir sonucuydu.)
-
Banishment is considered a violation of human rights by many organizations.
(Sürgün, birçok örgüt tarafından insan haklarının ihlali olarak kabul edilmektedir.) -
The banishment of the journalist sparked an international outcry.
(Gazetecinin sürgün edilmesi, uluslararası bir tepkiye yol açtı.) -
The banishment of the student from the university was a harsh punishment for his mistake.
(Öğrencinin üniversiteden sürgün edilmesi, hatası için sert bir cezaydı.)
Hemen Yorum Yaz