Banishment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Banishment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Banishment

Banishment, bir kişinin bir yerden veya topluluktan zorla uzaklaştırılması veya sürgün edilmesi anlamına gelir.

  1. She was subjected to banishment from her hometown for speaking out against the government.
    (Topluğundan, hükümete karşı konuştuğu için zorla uzaklaştırıldı.)

  2. The king decided on the banishment of the traitor.
    (Kral ihanetçinin sürgün edilmesine karar verdi.)

  3. His misbehavior resulted in his banishment from the school.
    (Davranışlarındaki yanlışlık okuldan uzaklaştırılmasına sebep oldu.)

  4. The tribe’s law included banishment as a form of punishment.
    (Kabile kanunları arasında ceza şekli olarak sürgün yer almaktaydı.)

  5. The soldier was threatened with banishment for disobeying orders.
    (Komutlara uymaması nedeniyle asker sürgünle tehdit edildi.)

  6. Banishment was the only option left for the convicted criminal.
    (Suçlu için sürgün tek seçenekti.)

  7. The banishment of the magician from the kingdom caused a great uproar.
    (Büyücünün krallıktan sürgün edilmesi büyük bir gürültüye sebep oldu.)

  8. The prince faced banishment from the royal family for marrying a commoner.
    (Prens, bir sıradan insanla evlendiği için kraliyet ailesinden sürgün edilme tehlikesiyle karşı karşıyaydı.)

  9. Banishment was seen as a harsh punishment by the villagers.
    (Sürgün, köylüler tarafından sert bir ceza olarak görülmekteydi.)

  10. The thief’s banishment from the city was a relief for the residents.
    (Hırsızın şehirden sürgün edilmesi, sakinler için bir rahatlama oldu.)

  11. Banishment was a common practice in ancient times.
    (Sürgün, antik çağlarda yaygın bir uygulamaydı.)

  12. The banishment of the princess was a shock to the kingdom.
    (Prensesin sürgün edilmesi, krallık için bir şok oldu.)

  13. The banishment of the artist led to a decline in the cultural scene of the city.
    (Sanatçının sürgün edilmesi, şehrin kültürel sahnesinde bir düşüşe neden oldu.)

  14. The law allows for banishment as a form of punishment for certain crimes.
    (Kanun, belirli suçlar için ceza olarak sürgün yapılmasına izin vermektedir.)

  15. The soldier’s banishment from the army was a blow to his pride.
    (Askerin ordu tarafından sürgün edilmesi, onun gururuna bir darbe oldu.)

  16. Banishment was often used as a political tool in the past.
    (Sürgün, geçmişte sıkça bir siyasi araç olarak kullanılmaktaydı.)

  17. The banishment of the family was a tragic consequence of the war.
    (Ailenin sürgün

edilmesi, savaşın trajik bir sonucuydu.)

  1. Banishment is considered a violation of human rights by many organizations.
    (Sürgün, birçok örgüt tarafından insan haklarının ihlali olarak kabul edilmektedir.)

  2. The banishment of the journalist sparked an international outcry.
    (Gazetecinin sürgün edilmesi, uluslararası bir tepkiye yol açtı.)

  3. The banishment of the student from the university was a harsh punishment for his mistake.
    (Öğrencinin üniversiteden sürgün edilmesi, hatası için sert bir cezaydı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.