Bafflement İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bafflement İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bafflement Nedir?


Bafflement İngilizce bir kelime olup, “şaşkınlık, afallama” gibi anlamlara gelir. Bireyin beklenmedik bir durumla karşılaşması sonucu duyduğu şaşkınlık, anlamadığı bir olay veya durum karşısında hissettiği kafa karışıklığıdır.

Örnek Cümleler:

  1. I watched the magic trick with bafflement. (Sihir numarasına şaşkınlıkla baktım.)
  2. The complicated instructions left me in a state of bafflement. (Karmaşık talimatlar beni bir şaşkınlık halinde bıraktı.)
  3. His sudden resignation caused a great deal of bafflement. (Aniden istifa etmesi büyük bir şaşkınlık yarattı.)
  4. She looked at the math problem with complete bafflement. (Matematik problemine tam bir şaşkınlıkla baktı.)
  5. The unexpected news caused a sense of bafflement among the employees. (Beklenmedik haber, çalışanlar arasında bir şaşkınlık hissi yarattı.)
  6. The students’ poor performance left the teacher in a state of bafflement. (Öğrencilerin kötü performansı öğretmeni bir şaşkınlık durumunda bıraktı.)
  7. The instructions were written in such a confusing way that they caused utter bafflement. (Talimatlar öyle karışık bir şekilde yazılmıştı ki tam bir şaşkınlık yarattılar.)
  8. The sudden change in plans caused a lot of bafflement among the group. (Planlardaki aniden değişiklik grup arasında büyük bir şaşkınlık yarattı.)
  9. His unusual behavior was met with bafflement from his friends. (Olağandışı davranışları arkadaşları tarafından şaşkınlıkla karşılandı.)
  10. The complex theory left the students in a state of complete bafflement. (Karmaşık teori öğrencileri tam bir şaşkınlık halinde bıraktı.)
  11. The speaker’s unclear explanation caused a sense of bafflement among the audience. (Konuşmacının açıklayamadığı şeyler, izleyiciler arasında bir şaşkınlık hissi yarattı.)
  12. The foreign language class left me in a state of bafflement. (Yabancı dil sınıfı beni bir şaşkınlık halinde bıraktı.)
  13. The sudden blackout caused a lot of bafflement in the building. (Aniden meydana gelen elektrik kesintisi binada büyük bir şaşkınlık yarattı.)
  14. The complicated legal jargon left me in a state of utter bafflement. (Karmaşık yasal terimler beni tam bir şaşkınlık halinde bıraktı.)
  15. The unexpected turn of events caused a sense of bafflement among the witnesses. (Olayların beklenmedik bir şekilde gelişmesi, tanıklar

arasında bir şaşkınlık hissi yarattı.)
16. The comedian’s bizarre jokes left the audience in a state of bafflement. (Komedyenin garip şakaları seyirciyi bir şaşkınlık halinde bıraktı.)

  1. The complicated machinery caused a lot of bafflement among the workers. (Karmaşık makineler, işçiler arasında büyük bir şaşkınlık yarattı.)
  2. The confusing map caused a sense of bafflement among the hikers. (Karışık harita, yürüyüşçüler arasında bir şaşkınlık hissi yarattı.)
  3. The unexpected cancellation of the concert caused a lot of bafflement among the fans. (Konserin beklenmedik bir şekilde iptal edilmesi, hayranlar arasında büyük bir şaşkınlık yarattı.)
  4. The professor’s complex lecture left the students in a state of complete bafflement. (Profesörün karmaşık dersi öğrencileri tam bir şaşkınlık halinde bıraktı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.