Badgering İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Badgering İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Badgering Nedir?

Badgering, bir kişinin sürekli olarak diğerine rahatsızlık veren, zorlayan veya taciz eden sözler veya davranışlarla taciz etmesidir.

Örnek Cümleler:

1. She kept badgering me to come with her to the party. (O, partide onunla gelmek için sürekli beni rahatsız etti.)
2. He badgered his colleague until she agreed to help him with his project. (O, projesinde ona yardım etmesi için meslektaşını rahatsız etti.)
3. The salesperson wouldn’t stop badgering me to buy the product. (Satıcı, ürünü satın almam için beni rahatsız etmeyi bırakmıyordu.)
4. The student kept badgering the teacher for an extension on the deadline. (Öğrenci, teslim tarihine bir uzatma istemek için öğretmenini rahatsız etmeye devam etti.)
5. My boss badgered me all week to finish the report on time. (Patronum, raporu zamanında bitirmem için bütün hafta boyunca beni rahatsız etti.)
6. She badgered her parents for a new phone until they finally gave in. (O, ebeveynlerine yeni bir telefon için sürekli rahatsız etti, sonunda pes edip verdiler.)
7. The customer badgered the waiter until he got a free dessert. (Müşteri, ücretsiz bir tatlı alana kadar garsonu rahatsız etti.)
8. He badgered his friend to lend him money, even though he knew he couldn’t pay it back. (O, arkadaşını parasını ödeyemeyeceğini bile bile ondan para ödünç almaya zorladı.)
9. The child badgered his parents for a puppy until they finally got one. (Çocuk, ailesine bir köpek alana kadar onları rahatsız etti.)
10. The politician badgered the committee until they agreed to pass the bill. (Politikacı, komiteyi yasayı geçmeye ikna edene kadar rahatsız etti.)
11. The coach badgered the players until they improved their performance. (Antrenör, oyuncularını performanslarını iyileştirene kadar rahatsız etti.)
12. She badgered her boyfriend until he proposed to her. (O, erkek arkadaşını evlenme teklif etmeye kadar rahatsız etti.)
13. The boss badgered his employees to work overtime without pay. (Patron, ücretsiz olarak fazla mesai yapmaları için çalışanlarını rahatsız etti.)
14. The teacher badgered the student until he confessed to cheating. (Öğretmen, öğrenciyi aldatmaya itiraf edene kadar rahatsız etti.)
15. The landlord badgered the tenant for rent payment even though it wasn’t due yet. (Ev sahibi, kira ödemesi henüz vadesi gelmediği halde kiracısını rahatsız etti.)
16. The journalist badgered the celebrity for an

interview until they finally agreed to it. (Gazeteci, ünlüye röportaj yapmak için sürekli rahatsız etti, sonunda kabul ettiler.)
17. The student badgered the professor for a higher grade, even though their work wasn’t deserving of it. (Öğrenci, çalışması buna değmese de profesörünün kendisine daha yüksek bir not vermesi için rahatsız etti.)

18. The parent badgered the school administration until they agreed to change the school’s policy. (Ebeveyn, okul yönetimini politikayı değiştirmeye ikna edene kadar rahatsız etti.)
19. The sales representative badgered the customer into buying a more expensive product. (Satış temsilcisi, müşteriyi daha pahalı bir ürün satın almaya zorladı.)
20. The prosecutor badgered the witness until they changed their testimony. (Savcı, tanığı ifadesini değiştirene kadar rahatsız etti.)

(Türkçe çeviriler kalın yazılmıştır)