Awake İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Awake Nedir?
Awake kelimesi “uyanık” anlamına gelir ve genellikle uyku veya uyuşukluk durumunun tam tersi olarak kullanılır.
Örnek Cümleler:
- I woke up early and felt fully awake. (Erken kalktım ve tamamen uyanık hissettim.)
- She remained awake all night to finish her project. (Projesini bitirmek için bütün gece uyanık kaldı.)
- The noise outside kept me awake for hours. (Dışarıdaki gürültü saatlerce uyanık kalmama neden oldu.)
- After drinking coffee, I felt more awake and alert. (Kahve içtikten sonra daha uyanık ve dikkatli hissettim.)
- The baby was finally awake after his nap. (Bebek kestirmesinin ardından sonunda uyanıktı.)
- I can’t seem to stay awake during this boring lecture. (Bu sıkıcı ders boyunca uyanık kalamıyorum gibi görünüyor.)
- The early morning sunlight made me feel awake and refreshed. (Erken sabah güneşi beni uyanık ve yenilenmiş hissettirdi.)
- She was still awake when her husband came home late at night. (Kocası geç saatte eve geldiğinde hala uyanıktı.)
- I need to stay awake for another hour to finish my work. (İşimi bitirmek için bir saat daha uyanık kalmam gerekiyor.)
- The loud music kept him awake all night. (Yüksek sesle çalan müzik bütün gece uyanık kalmasına neden oldu.)
- I had to drink another cup of coffee to stay awake during the meeting. (Toplantı boyunca uyanık kalmak için bir fincan daha kahve içmek zorunda kaldım.)
- She was still wide awake at midnight, unable to sleep. (Gece yarısında hala uyanık, uyuyamıyordu.)
- I couldn’t believe how awake I felt after only a few hours of sleep. (Sadece birkaç saat uyuduktan sonra ne kadar uyanık hissettiğime inanamadım.)
- He tried to stay awake during the movie, but eventually fell asleep. (Film boyunca uyanık kalmaya çalıştı, ancak sonunda uyudu.)
- The strong smell of coffee helped keep me awake during
the long drive.
(Uzun yolculuk boyunca uyanık kalmama yardımcı olan güçlü kahve kokusu.) - I always feel more awake after a morning run. (Her zaman sabah koşusu yaptıktan sonra daha uyanık hissederim.)
- She had to drink energy drinks to stay awake during her night shift. (Gece vardiyasında uyanık kalmak için enerji içecekleri içmek zorunda kaldı.)
- The noise from the street made it hard to stay awake. (Sokaktan gelen gürültü uyanık kalmayı zorlaştırdı.)
- After a good night’s sleep, I woke up feeling awake and refreshed. (İyi bir gece uykusunun ardından uyanık ve yenilenmiş hissettim.)
- He struggled to stay awake during the boring lecture. (Sıkıcı ders boyunca uyanık kalmakta zorlandı.)
Hemen Yorum Yaz