Avowed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Avowed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Avowed Nedir?

Avowed, “tutkulu bir şekilde bir inancı ya da prensibi benimsemiş veya kabul etmiş olarak bilinmek” anlamına gelen bir sıfattır.

Örnek Cümleler:

  1. He is an avowed supporter of the Green Party. (O, Yeşil Parti’nin açık bir destekçisidir.)
  2. The avowed purpose of the meeting was to discuss the new policy changes. (Toplantının açık hedefi, yeni politika değişikliklerini tartışmaktı.)
  3. She is an avowed vegetarian and doesn’t eat any meat. (O, açıkça ve tutkulu bir şekilde vejetaryen olduğunu söylüyor ve hiç et yemiyor.)
  4. The avowed aim of the organization is to help children in need. (Örgütün açık hedefi, ihtiyaç sahibi çocuklara yardım etmektir.)
  5. He is an avowed atheist and doesn’t believe in any gods. (O, açık bir şekilde ateisttir ve hiçbir tanrıya inanmaz.)
  6. The avowed objective of the project is to reduce carbon emissions. (Projenin açık hedefi, karbon emisyonlarını azaltmaktır.)
  7. She is an avowed pacifist and opposes all forms of violence. (O, açıkça barış yanlısıdır ve tüm şiddet biçimlerine karşı çıkar.)
  8. The avowed intention of the author was to challenge societal norms. (Yazarın açık niyeti, toplumsal normları sorgulamaktı.)
  9. He is an avowed supporter of animal rights and is against any form of animal cruelty. (Hayvan haklarının açık bir destekçisidir ve her türlü hayvan işkencesine karşıdır.)
  10. The avowed mission of the organization is to promote equality and justice for all. (Örgütün açık misyonu, herkes için eşitlik ve adaleti teşvik etmektir.)
  11. She is an avowed feminist and fights for women’s rights. (O, açıkça bir feministtir ve kadın hakları için mücadele eder.)
  12. The avowed goal of the company is to become a market leader in renewable energy. (Şirketin açık hedefi, yenilenebilir enerjide bir pazar lideri olmaktır.)
  13. He is an avowed supporter of free speech and believes in the importance of open dialogue. (O, açık bir şekilde özgür konuşmanın destekçisidir ve açık diyalogun önemine inanır.)
  14. The avowed purpose of the charity is to provide aid to those affected by natural disasters. (Hayır kurumunun açık amacı, doğal afetlerden etkilenenlere yardım sağlamaktır.)
  15. She is an avowed environmentalist and works to protect the planet. (O, açık bir şekilde çevrecidir ve gezegeni korumak için çalışır.)
  16. The avowed objective of the campaign is to raise awareness about mental health. (Kampanyanın açık hedefi, mental sağlık

hakkında farkındalık yaratmaktır.)
17. He is an avowed supporter of democracy and believes in the power of the people. (O, açıkça demokrasinin destekçisidir ve halkın gücüne inanır.)

  1. The avowed mission of the organization is to promote education in underprivileged communities. (Örgütün açık misyonu, dezavantajlı topluluklarda eğitimi teşvik etmektir.)
  2. She is an avowed anti-racist and fights against discrimination of any kind. (O, açıkça ırkçılığa karşıdır ve her türlü ayrımcılıkla mücadele eder.)
  3. The avowed purpose of the book is to challenge readers’ perspectives and inspire change. (Kitabın açık amacı, okuyucuların bakış açılarını sorgulamak ve değişime ilham vermek.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.