Audibly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Audibly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Audibly İle İlgili Cümleler

Audibly, İngilizcede “duyulabilir bir şekilde” anlamına gelir. İşte audibly kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

  1. I could hear her audibly sighing with relief. (Onun rahatlamayla derin bir nefes aldığını net bir şekilde duyabiliyordum.)
  2. The audience audibly gasped when the magician made the rabbit disappear. (Sihirbaz tavşanı kaybolduğunda izleyicilerin sesli bir şekilde şaşırdıklarını duydum.)
  3. He audibly groaned when he saw the pile of dishes in the sink. (Lavaboda bulaşıkların yığıldığını görünce, sesli bir şekilde iç çekti.)
  4. The dog audibly whined when it saw its owner leave. (Sahibinin ayrıldığını gördüğünde, köpek sesli bir şekilde üzüntü belirtti.)
  5. The thunderstorm was audibly approaching. (Gök gürültüsü fark edilir bir şekilde yaklaşıyordu.)
  6. The children audibly giggled when the clown made a silly face. (Palyaço saçma bir surat yaptığında, çocukların sesli bir şekilde kıkırdadıklarını duydum.)
  7. She audibly muttered under her breath when she didn’t get the job. (İş alamayınca, sesli bir şekilde homurdandı.)
  8. The singer audibly hit a wrong note during the performance. (Şarkıcı performans sırasında fark edilir bir şekilde yanlış nota bastı.)
  9. The car audibly squeaked as it went over the speed bump. (Araba hız kesiciye çarparken fark edilir bir şekilde cızırdadı.)
  10. The teacher audibly corrected the student’s grammar mistake. (Öğretmen, öğrencinin dilbilgisi hatasını fark edilir bir şekilde düzeltti.)
  11. The baby audibly cried when it woke up from its nap. (Bebeğin şekerli uykusundan uyandığında sesli bir şekilde ağladığını duydum.)
  12. The wind audibly rustled the leaves on the trees. (Rüzgar fark edilir bir şekilde ağaçların yapraklarını hışırdattı.)
  13. The clock audibly ticked away the seconds. (Saat fark edilir bir şekilde saniyeleri tıklattı.)
  14. The news of the celebrity’s death was audibly shocking to her fans. (Ünlünün ölüm haberleri hayranlarını fark edilir bir şekilde şok etti.)
  15. The restaurant was audibly buzzing with conversation. (Restoranda konuşmalar fark edilir bir şekilde uğulduyordu.)
  16. The fire alarm audibly blared throughout the building. (Yangın alarmı, bina boyunca fark edilir bir şekilde çınladı.)
  17. The sound of the waves crashing against the shore was audibly soothing. (Dalgaların kıyıya çarp

ışının sesi fark edilir bir şekilde huzur vericiydi.)
18. The police officer audibly commanded the suspect to put their hands up. (Polis memuru, şüphelinin ellerini kaldırması için fark edilir bir şekilde emretti.)

  1. The orchestra audibly tuned their instruments before the concert started. (Orkestra konser başlamadan önce enstrümanlarını fark edilir bir şekilde ayarladı.)
  2. The plane audibly soared through the sky. (Uçak fark edilir bir şekilde gökyüzünde yükseldi.)

(Türkçe çeviriler kalın ve mavi renkte yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.