Astride İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Astride İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Astride İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Ayakları açık, bacakları iki yana ayrılmış şekilde üzerinde durmak.

  1. She stood astride the horse, ready to ride. (O, atın üzerinde ayakları açık durdu, binmeye hazırdı.)
  2. The statue was built with the warrior standing astride, ready for battle. (Savaşa hazır duran savaşçı heykeli, ayakları iki yana açık olarak inşa edildi.)
  3. The cowboy sat astride the bull, trying to stay on for eight seconds. (Kovboy, 8 saniye boyunca üstünde kalabilmek için boğanın üzerinde oturdu.)
  4. She stood astride the log, trying to balance herself. (Denge kurmaya çalışarak kütük üzerinde ayakları açık durdu.)
  5. The gymnast performed a routine with one leg astride the balance beam. (Jimnastikçi, dengede bir bacağı açık olarak rutinini gerçekleştirdi.)
  6. He stood astride the line, making sure everything was perfect. (Her şeyin mükemmel olduğundan emin olmak için çizginin üzerinde ayakları iki yana açık durdu.)
  7. The boxer stood astride in his corner, waiting for the bell to ring. (Boksör, zili çalmasını beklerken köşesinde ayakları iki yana açık durdu.)
  8. The statue of the king shows him standing astride with his sword in hand. (Kralın heykeli, kılıcı elinde ayakları iki yana açık durduğunu gösteriyor.)
  9. She walked astride the narrow path, careful not to fall. (Düşmemeye dikkat ederek dar patika üzerinde ayakları iki yana açık yürüdü.)
  10. The cyclist rode astride his bike, pedaling furiously. (Bisikletine binerek, hızlıca pedallayan bisikletçi, ayakları iki yana açık durdu.)
  11. He stood astride the cliff, looking out at the beautiful view. (Güzel manzarayı izleyerek uçurumun üzerinde ayakları iki yana açık durdu.)
  12. The soldier stood astride the tank, ready to defend his country. (Ülkesini savunmaya hazır olan asker, tankın üzerinde ayakları açık durdu.)
  13. The acrobat balanced astride two chairs, impressing the audience. (İzleyicileri etkileyen akrobat, iki sandalyenin üzerinde ayakları açık durarak denge kurdu.)
  14. The skier stood astride his skis, preparing to go down the slope. (Kayakçı, yamaçtan aşağı gitmek için kayakları üzerinde ayakları iki yana açık durdu.)
  15. The wrestler stood astride his opponent, ready to pin him down. (Rakibinin üzerinde durarak onu yere yapıştırmaya hazır olan güreşçi, ayakları iki yana açık durdu.)
  16. The firefighter stood astr

ide the ladder, reaching for the window to rescue the person inside. (İçerideki kişiyi kurtarmak için pencereye uzanarak merdivenin üzerinde ayakları iki yana açık duran itfaiyeci.)
17. The model walked astride the runway, showing off the designer’s latest collection. (Tasarımcının son koleksiyonunu sergileyerek pistin üzerinde ayakları iki yana açık yürüyen model.)

  1. The horseback rider sat astride his horse, enjoying the scenery. (Manzaranın tadını çıkararak atının üzerinde oturan binici, ayakları iki yana açık durdu.)
  2. The soldier stood astride the entrance to the fort, guarding against intruders. (İstilacılara karşı koruma sağlamak için kale girişinin üzerinde ayakları iki yana açık duran asker.)
  3. The climber stood astride the mountain peak, feeling victorious. (Zirvede ayakları iki yana açık duran tırmanıcı, zafer kazanmış gibi hissetti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.