Assumption İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Assumption İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Assumption (Türkçe anlamı: varsayım, öngörü)

Assumption is a belief or idea about something without any evidence or proof. It can be a helpful tool in decision-making, but it can also lead to misunderstandings and mistakes.

Here are 20 example sentences with “assumption” in context:

  1. My assumption was that she would be home by now. (Varsayımım, şimdiye kadar evde olacağıydı.)
  2. We can’t proceed on the assumption that everything will go smoothly. (Her şeyin sorunsuz gideceği varsayımıyla ilerleyemeyiz.)
  3. The scientists made the assumption that the earth was flat. (Bilim adamları dünyanın düz olduğu varsayımını yaptılar.)
  4. Your assumption that I know the answer is incorrect. (Benim cevabı bildiğim varsayımınız yanlış.)
  5. He based his argument on the assumption that all people are rational. (Tüm insanların rasyonel olduğu varsayımına dayandırdı.)
  6. The report was flawed because it was based on wrong assumptions. (Rapor yanlış varsayımlara dayandığı için hatalıydı.)
  7. The project’s success was based on the assumption that there would be enough funding. (Projenin başarısı yeterli finansman olacağı varsayımına dayanıyordu.)
  8. The teacher’s assumption that all students are motivated by grades is incorrect. (Öğretmenin tüm öğrencilerin notlarla motive olduğu varsayımı yanlıştır.)
  9. I made an assumption that you were interested in the job. (İşle ilgilendiğinizi varsaydım.)
  10. The whole experiment was built on a faulty assumption. (Tüm deney hatalı bir varsayıma dayandırılmıştı.)
  11. The assumption that women are weaker than men is a harmful stereotype. (Kadınların erkeklerden daha zayıf olduğu varsayımı zararlı bir stereotiptir.)
  12. Don’t make assumptions about people based on their appearance. (Görünüşlerine dayanarak insanlar hakkında varsayımlar yapmayın.)
  13. Our plans were disrupted by the assumption that the weather would be good. (Planlarımız iyi hava koşullarına dayalı varsayımlar nedeniyle bozuldu.)
  14. The assumption that money equals happiness is misguided. (Para mutluluğu eşitler varsayımı yanıltıcıdır.)
  15. It’s not fair to make assumptions about someone’s character based on one mistake. (Bir hataya dayanarak birinin karakteri hakkında varsayımlar yapmak adil değildir.)
  16. His argument was weakened by the unsupported assumption that everyone agrees with him. (Herkesin onunla aynı fikirde olduğu desteksiz varsayımı nedeniyle argümanı zayıfladı.)
  17. The assumption that hard work always leads to success is a myth. (Sürekli çalışmanın her zaman başarıya yol açacağı varsayımı bir efsanedir.)
  18. I challenged her assumption that I was incapable of doing the job. (İşi yapamayaca

ğım varsayımını reddettim.)
19. His assumption that everyone is motivated by money is not true. (Herkesin para ile motive olduğu varsayımı doğru değil.)

  1. The policy was based on the assumption that people are generally honest. (Politika, insanların genellikle dürüst olduğu varsayımına dayanıyordu.)

Note: In these sentences, the Turkish translations are in parentheses after the English sentences.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.